Kendimi yine o şarkıyı dinlerken buluyorum. Dalıyorum yine uzaklara, anılara... Her bi anı uçuruyor beni kalbimin derinliklerine. Sesinin özlemiyle dalarken hislerimi anımsıyorum ansızın. Tarif edemediğim o duygularımı, kırgınlıklarımı tekrardan yaşıyorum adeta. Dinlediğim bu melodi mi bana bunu yapıyordu? Kalbimin köşesinde yalnızca bekleyen umutlarım mı? Beklentilerim mi? İhtimallerin heyecanı mı? Bilmiyorum. Fakat bu his bana yaşıyor olmanın, var olmanın tatlı hüznünü veriyor. Bu tatlı hüzün içerisinde yüzüyor, dalgalarla boğuşuyor, dinleniyorum. dalıyorum bazen en dibe. Maviye, koyu maviye, alaca karanlığa ve sonunda karanlığa. Bu karanlık yalnızlığın huzurunu veriyor bana. Düşünüyorum işte o zaman. Etraf karanlık ama aşinayım her yere. İlerisi bulanık ama biliyorum evim nerede. İzin veriyorum hislerimin beni istedikleri yere götürmesine. Gidiyor, gidiyor, aynı yerde buluyorum kendimi. Yine oluyordu. kırdığım kalplerin kırıntıları arasında boğuluyordum. Düşünüyorum sonra. Başka kalpler de benim kırıntılarımın arasında geziniyor mudur? İçlerinde kopan bir fırtına onlara keşke dedirtiyor mudur? Bir kar tanesi kadar küçük ve özenle, incelikle işlenmiş kırıklarım bana küsüyor mudur?