açılıyor
beynimin en kıvrımlı yerinden inilen yara
açıyorum yaranın nasibindeki acıyı
açılacaksa açılsın acının çiçekleri
çalınsın kokusu göz bebeklerime
çalınsın ki bir kuş olduğumu ansıyayım
ayakları koparılmış ve mahkum gökyüzlerine
yine de salınabilsin diye yarin saçları
çırpınıp dursun tedirgin kanatlarım
bir gülüş böylesine törpülüyor ömrü
böylesine sivriliyoruz ömür denenden
havsalamda neden bin ahali bin yangın bin tufan
ya kalbimin leş kanlarını paklayan
yorulmadı mı hiç korkmadı mı
ya anahtarı bulmam değil kırmam gerekiyorsa kapıyı
ya geç kalmanın tam vaktiyse vakit
üzgünüm na şuracıkta gebermeler bize nasip olmadı
biz kendimize karşı isyanlardık bastırılagelen
apoletimiz omzumuzda sevdiklerimizin gözyaşı
sesimiz dalından düşen kuru yaprakların sesi
çok çok güzeldik fakat bir kimse duymadı
biz rüyalara açılan çocuklar
kabus demedik gırtlağımızdaki ellere
hayra yorduk
yorulduk
şimdi elimde olmayan bir elin ağırlığı
alnımda devrik cümleler içimde binlerce iç
geçiyorken az evvelin üzerinden seneler
zaman değil bizzat biz olmuşken yiten
şüphe ediyorken birbirinden iki gözüm
bilmiyorum bu rüya nerede başladı nerede bitecek
bir kuşun koparılan ayakları hangi sırrı getirecek bana
ne de olsa
açılıyor artık açılmaz denilen yara