Bu bir tiyatro oyunudur. 'Tiyatro' başlığı olmadığından öykü kısmına yazılmıştır. Keyifli okumalar...



Şahıslar:

1. Sol elinde kırlangıç dövmesi olan erkek.

2. Siyah saçlı kadın.


Perde 1


Sahne 1


(Otobüsün içinde kadın ve adam)

Kadın: Kimsin sen böyle? Sürekli kaçan ve kovalanan?

Kırlangıç: Elime bak. Kırlangıç'ım vardı. Benden rahatsız olmasın diye tavanıma yuvasını kurdum. Sonra da dışarı bıraktım ama hala elimde.

Kadın: Ben kuştan çok korkar ama yalnız kuşlara aşık olurum, tıpkı bir erkeğin bir kadına aşık olması gibi.

(Sessizlik olur.)

Kadın: Yalnızca bir durak kaldı ikimizin pişman olup olmamasına. Pişman olmaman için bu yüzüğü sana veriyorum. Beni unutma ve bulma.

(Altın sarısı yüzüğü Kırlangıç serçe parmağına takar. Otobüs durur, Kadın iner ve Kırlangıç'ı bekler.)


Sahne 2


(İkinci katı demir parmaklı olan bir apartmanın önünde)

Kadın: Bu sokakta hep bunu düşünürüm, neden 2. katta parmaklık var?

Kırlangıç: Deli misin sen?

(Kadın kahkaka atar.)

Kırlangıç: Beni mahvedeceksin.

Kadın: Beni mahvettin.

Kırlangıç: Neredeydin?

Kadın: Tam zamanında yetiştim.

(Bağırarak)

Kırlangıç: Seni öpmemek için kendimi ne kadar zor tutuyorum, biliyor musun? Pişman olmak bu kadar zor olmamalıydı. Her şey bir anda böyle anlam bulamaz.

Kadın: Seni öpmediğim için delice pişman olacağım.

(Kadın parmağını yavaşça Kırlangıç'ın boynundan çenesine, omzuna, göğsüne götürür ve parmağını öper.)

Kadın: Yarın gel. Gelme. Bilmiyorum. Yarın 2'de bu binanın önünde ol. Umarım gelmezsin, umarım gelirsin.

(Kadın yürümeye başlar. Kırlangıç bekler ve peşinden gelir.)

Kırlangıç: Bak her şeyi altüst edeceksin. Belki beni öldüreceksin. Bütün bunları hiç düşünmeden göze alabiliyor musun? Ben çok ciddiyim.

Kadın: Ölmeyi bu zamana kadar sen istemedin mi? En küçük şeyde bile.

Kırlangıç: İstedim.

Kadın: Sıran gelmedi mi?

Kırlangıç: Neden bunu yapıyorsun?

Kadın: Geleceksin değil mi?

Kırlangıç: Ben çalışıyorum. Yani çalışmaya çalışıyorum.

Kadın: Gelmeyeceksin değil mi?

Kırlangıç: Sence gelmeyecek miyim?

Kadın: Her şeyi göze alırsın.

Kırlanmgıç: Çünkü avını yakaladın. Şimdi öldürüp bir kenara atacaksın.

Kadın: Ya yaralarını sararsam, ya yaralarını öpersem, ya annen gibi saçını okşarsam?

Kırlangıç: Benim annem benim saçımı hiç okşamadı. Ona hiç ihtiyacım olmadı.

Kadın: Yalan söylüyorsun. Onu hep özledin, seninle ilgilensin istedin. O ne yaptı? Saçmalık değil mi? Yaranı öpüp saçını okşamam.

(Kadın kahkaha atar.)

Kırlangıç: Sen delisin ve umurunda değilim. Sana izin vereceğim. Benimle istediğin gibi oyna.

Kadın: Sana izin vereceğim, bana istediğin gibi davranma. Aynadaki yansımanla konuşur gibi. İçindeki taş kalp benim.

Kırlangıç: Ben aşık oldum sana, çok kötü oldu bu.

Kadın: Söyle söyleyeceklerini.

Kırlangıç: Sen çok kötüsün ama her kötülüğe değersin. Ne acı, aşk yakıyormuş. Böyleymiş demek.

Kadın: Bana sahip hiçbir zaman olamayacaksın. Sana sahip hiçbir zaman olamayacağım.

Kırlangıç: Belki de biz tek parçayızdır, hissetmedin mi?

Kadın: Korkutan bu. Aynasın sen. Yansımamsın. Buna, buna çıldırıyorum işte.

Kırlangıç: Yoksa ne anlamı var göz bebeklerinin bu karanlıkta fal taşı gibi açılmasının?

Kadın: Öpüyorum ağzından.

Kırlangıç: Korkuyor musun? Korkmakta haklısın ama sen çok cesursun karşımda.

(Kadın hızlı yürür. Kırlangıç yavaş yavaş yürür. Kırlangıç eliyle kadına dokunacakken kadın bağırır.)

Kadın: Niye takip ettin beni ? Niye beni takip etmeni bu kadar çok istedim?

Kırlangıç: Ayaklarım geri geri gitti. Hiç normal değildi. Kolundan tutup öpmemek için savaştım.

Kadın: Gelmeni istedim, gelmenden korktum.

Kırlangıç: Gelmemden neden korkuyorsun? Cevabını biliyorum ama.

Kadın: Çünkü gözümü senden alamıyorum. Kendimle konuşuyorum gibi. Sen yıllar önce ben olmuşsun. Sen bensin.

Kırlangıç: Gerçek yansımanı karşında görünce ne kötü oldun değil mi? Ama ben rol yapmıyorum.

(Bağırarak)

Kadın: Sadece sana bakınca rol yapamıyorum ve sana bakmaktan korkuyorum. Nefret ediyorum. Sana aşık oluyorum. Hayır, olmuyorum. Sana aşığım, hayır değilim. Sen Kırlangıç değilsin, sana nasıl aşık olayım? İnanma bana. Sana aşığım. Sen Kırlangıç'sın.

Kırlangıç: Kırlangıçlar kıyıya yakın uçtukları için denizciler kırlangıç görünce kıyıya yakın olduklarını anlarmış. Ne büyük umut. Sen uzun süredir okyanusta kayıptın.

Kadın: Seni vücudumda taşımayı çok isterim. Seni istemiyorum.

Kırlangıç: Tam olarak ne yapmak istiyorsun?

Kadın: Sana sahip olamayacağım. Kırlangıçlar hızlıdır. Kimse onları yakalayamaz. Yarın gelme.

Kırlangıç: Yapma bunu. Ellerim sen kokuyor.

Kadın: Ellerin, ellerim.

(Bağırarak)

Kırlangıç: Bana bunu yapmaya ne hakkın var? Tam bittim dediğim anda gel. Öyle bak karşımda. Öyle kendinden emin dur.

Kadın: Niye dersin bunu ki? Gitmiyorum. Nasıl gideyim, nasıl gidebilirim senden? Nasıl beni bensiz bırakırım?

(Sessizlik olur.)

Kadın: Öpüyorum ağzından.

(Kadın koşarak gider, Kırlangıç durur.)


Sahne 3


(Kırlangıç 2. katı demir parmaklı olan evin önünde durur.)

Kırlangıç: Bu evi bayağı yadırgıyorum, tuhaf.

(Kadın gelir.)

Kırlangıç: Çekip gitmekten korkuyorum. Yağmur yağar, gök gürler. Ben ne zaman kendimi böyle hissetsem yerime bulutlar ağlar.

Kadın: Buraya gelmemeliydin.

Kırlangıç: Sana deli olduğumu bilmiyorsun.

Kadın: Boynundaki damarı hissetmiyor musun?

Kırlangıç: Böyle şeyler yapmamalısın.

Kadın: Niye?

Kırlangıç: Beni kendine çekiyorsun deli gibi. Karşı koyamıyorum. Bunlara alışık değilim.

(Kadın, Kırlangıç'ın gömleğini dirseğine kadar kıvırır. Kadın da dirseğini kıvırır.)

Kadın: Damarlarımız aynı mı?

Kırlangıç: Anlamıyorum, bana iyi gelen tek şey sensin.

Kadın: Ama damarımız aynı değil. Bu ne demek bilmiyorsun.

(Sessizlik hüküm sürer.)

Kırlangıç: Sana kahve yapmak istiyorum.

Kadın: Ah her yerini öpme isteği geliyor. Ne güzel unvan vermişiz sana...

(Kırlangıç'ın odası. Tavanda içi boş bir kafes, mantar pano ve üstünde Kırlangıç'a ait bir fotoğraf.

Kırlangıç kahve getirir.)

Kadın: Seninle yaşlanmak lazım işte.

(Kadın, Kırlangıç'ın elindeki dövmeyi okşar. Kendi parmağını öpüp dövmenin üstünde parmağını gezdirir.)

Kırlangıç: Öyle aptal gibi izliyorum seni. Her hareketi mi güzel gelir bir insanın?Birçok şeyi bir anda hissedebiliyorum. Ne yapacağımı bilemiyorum.

Kadın: Kurduğun cümleler o kadar anlamlı ki benim için.

(Kadın eline kurşun kalem alıp Kırlangıç'ın elini ve kendi elini duvara çizer.)

Kadın: Adın o kadar güzel ki.

Kırlangıç: Sana ne diyeceğimi henüz bulamıyorum.

(Sessizce)

Kadın: Kendin gibi.

Kırlangıç: Hissettiğim şeyleri tam anlamıyla anlatmak çok zor.

Kadın: Seni bilip dokunmak çok isterdim.

Kırlangıç: Bana Kırlangıç demenin bir sebebi var mı?

Kadın: Senin bilmediğin bir anlamı var adının.

Kırlangıç: Bekliyordum ya, yemin ederim bekliyordum. Bir gün bir kadının geleceğini biliyordum.

(Bağırarak)

Kadın: Sana kendimi teslim etmeyeceğim. Elim, ayağım, kolum olamayacaksın.

Kırlangıç: Sana tutuluyorum ve bağlanıyorum.

Kadın: Bir gün şehirden çıkacağız değil mi? Çok istiyoruz bunu.

(Bağırarak)

Kırlangıç: Sana koşulsuz şartsız aşık oluyorum diyorum. Korkuyorum. Nasıl anlamazsın, nasıl hissetmezsin?

Kadın: İnanmayacağım bunlara, yemeyeceğim bu lafları.

(Fısıldayarak)

Kırlangıç: Ben karşıma çıkacağını biliyordum da bu denli güzel olduğunu bilmiyordum. Seni kandırıyorum sanıyorsun.

(Bağırarak)

Kadın: Kayboluyorum.

(Sessizce)

Kırlangıç: Sensiz de yaşarım ama nefes alırken boğazıma takılıyor.

(Kadın Kırlangıç'ın elini öper, koklar.)

Kadın: Korkunç güzelsin. Estetik sanatsın.

(Büyük bir sessizlik içinde birbirlerine bakarlar.)


Sahne 4


(Kadın ve Kırlangıç ilk sahnedeki durakta)

Kadın: Bana yazık ettin. Beni harcadın.

Kırlangıç: İçim parçalanıyor.

Kadın: Ne olur kendine ve bana geri gel artık. Bu duygunun tarifi olamaz.

(Kadın eli cebinde yürür, volta atar.)

Kırlangıç: Attığın volta yüzünden değil. O güzel ellerin cebinde oluşundan hiç değil. Tutunama...

(Bağırarak)

Kırlangıç:Tutunamadım. Bana nefes aldığımı hissettiriyorsun. Ben bundan kaçıyorum. Kaçabilirim sanıyordum. Şimdi görüyorum da sensiz adım atmak ne külfetli şey. Sinir oluyorum bu kadar karmaşanın içinde tek sana anlam vermeye. Bağırıp kırıyorum seni. Zıt adamımdır ben.

(Sessizce)

Kırlangıç: Sana olan vaveylalarım üzerimdeki etkini kabullenemememden.

(Sessizce)

Kadın: İlk günkü gibi.

(Bağırarak)

Kırlangıç: Söyleme bir şey. Sadece bırak gideyim işte.

Kadın: Gitme.

Kırlangıç: Neden?

Kadın: Güzel bakıyorsun.

(Sessizlik)

Kadın: Kal be adam, canım çok acır.

Kırlangıç: Gel beraber gidelim.

Kadın: Seni öldürmek istiyorum.

Kırlangıç: Seni istiyorum. Bunları duymak berbat bir sızı.

Kadın: Gidersen, gidersem ben mahvolurum. Bunu ilk sen demiştin.

Kırlangıç: Ben paramparçayım. Sanmıştım ki sen eksik yanımsın.

Kadın: Sen beni çok kilometre öteden mutlu edebilir misin? Damarlarımız aynı değil. Sen Kırlangıç'sın.

Kadın: 1'den 21'e kadar bir sayı söyle.

Kırlangıç: 19.

Kadın: Benim arkamda kocaman bir adam var demek isterdim.

(Kadın karşı durağa geçer. Otobüse biner ve bağırır.)

Kadın: Öpüyorum ağzından.

(Kırlangıç eli cebinde volta atar. Otobüs gelir. Otobüse biner, bindiği gibi iner.)


Perde