bir sustalı sesinde
dönüyorum hayata
eski ve belki yitik bir aşk gibi şimdi zaman
ilkel bir savaş çağrısı gibi
soyunuyorum geceye
gel...
gel benim darmadağın kalbim
bilirim sesin yankısı vurur kendini
ve bilirim ki şu avuçlarımdan kayıp giden
hayattır.
öyleyse sevgilim
bende iki başlı azgın bir nehir bırak şimdi
aksın... aksın... kirli bir coğrafyaya.
sonra
el değmemiş kadınlara yor sevincini
içimde öznesiz, yüklemsiz bir dil devrimini ateşle
ey sabahın bekareti!
ey sınanmış acılarım!
tövbesi bozulmuş yeminlerim adına kırbaçlayın beni
ki kırılsın mahremiyeti yatağın ve aşkın
saplı kalsın sarışın bir ölüme
orada...
ve aşk, gündelikçi kadınsa evimde
ve annemin lohusalığında
bana dair kurduğu düşler
içli bir sesle beni başka dünyalara uğurlayan
merhametli nemli gözler uzaksa
uzaksa bir çocuk merakı kadar yakınlığıma
nerede... nerede şimdi duaların?
ey sancısıyla yaralarımı irdeleyen beter saatlerim!
hıncın burçlarına dikili bayrak mıdır gözlerin?
ben bütün lanetli isyancılar gibi
isyanıma ortak ettiysem seni
kalbim dorukları
bir sokak köpeği dalgınlığında taşıyamazdı
işte bundan...
susarsak en çok yarasalar sevinecek buna
sen acı bir şarap gırtlağımda,
ben namludan geceye akan bir mermi
artık gel...
gel
ve bitir şu işi...
temmuz 2003
marquez
2021-01-22T19:18:10+03:00Teşekkürler arkadaşlar..varolun.
Bektaş Şenel
2021-01-17T18:52:30+03:00Şiirin atmosferini ve yankısını çok sevdim. Tebrik ederim, güzel bir şiir.