tahran’ın en güzel gözleri senindir
ve geceme doğan sözlerin
bu bir şiir değil
kırmızı mektuptur
geceme yıldız gibi gerilen
ellerin,
ellerin füruğ
tanrının en güzel işi
bırakalım kara yazgısına yenilsin zelda
kara yazgımın
umutsuz kadını
ey; yerin ve göğün sevgilisi füruğ
dudaklarıma değen sözlerin
bu başka bir nigârdır
senin sırtıma çürüttüğün kambur
sevmekti benim de payıma düşen
ve kaldı ki geriye
yasemin çiçeğinin kokusu
ne kaldı geriye
kalbimden başka
ki;
o da annesiz bir çocuğun gözleri gibi
yalnız ve karanlık
o en sevdiğim
anneannemin saten gençlik gömleğinin
yakasına diktim seni
artık her giydiğimde
daha bi' güzel
daha iyi bi' kadın oluyorum
senden sonra bana
üzgün üzgün
bir duvarı izlemeler yaraşır artık
sırtımı dayadığım bu ağaç sen misin?
ve soluduğumuz bu bayat hava mı
kederlendiriyor bizi?
yoksa
füruğ sahi,
yoksa kapının dışına konulan bir merhumun ayakkabısı mıdır yüreğimiz?
ve bu mu kederlendirir bizi?
kalbim öldü,
ayakkabılarımı dışarıya koy füruğ
seninle geçen fasl-ı şitâ
bil ki bahardır
bundan böyle
bir kedinin boynuna sırnaşır ömrüm
güzel adını zikreyleyen
allah'ın en sevgili kulu olur
olur, kül olur
güzel adını zikreyleyen/
zae ウメイ
2021-11-23T21:46:45+03:00sen kadar güzel.
Mısra Ergök
2021-11-19T14:06:36+03:00Ah Füruğ…
Pelin Taşkıran
2021-11-19T13:06:38+03:00Dilinizi beğendim, ben şiirde kafiyeyi pek sevmediğim için benim çok hoşuma gitti. Füruğ’u da çok severim ayrıca. 🤍
Seniya Burçak
2021-11-19T11:08:41+03:00Mükerrem'e katılıyorum. Bazı aliterasyon ve asonanslar görmek isterdim ki kafiye olmadan ahenk oluşsun. Özellikle bazı kısımlarını çok beğendim şiirin. Kaleminize sağlık. 💫