Kuyulara anlatır dertlerini

Rüzgârların sırtlarına yükler

Yolda yürürken boncuk asar

dükkânların kirli camlarına


El ele tutuşur yalnızlıklarla

Yalnızlıkların gözleri vardır

kuyulardan daha derin


Zaman en büyük zehirdir

bir tıkırtıya muhtaç olanın

Boğazına zincir vurulmuş

Sessizliklerin

baş harfleriyle birlikte

bir avucunu geçmişe

diğerini geleceğe açar


Ve bazı insanlar

Dertlerini kırmızıya söylerler