Sayılar Neden Var?


Sayı kavramı insanın varoluşuyla paralel zamanda bir ihtiyaç haline gelmiş ve geçen zamanla birlikte şu anki nitelendirdiğimiz tabirleriyle sayma sayısı, doğal sayılar, negatif sayılar vesaire olarak kümelendirmelere maruz kalmışlardır. Peki ama sayılara neden ihtiyaç duyulmuş, yani Sayılar Neden Var?


Dünyadaki insan kalabalığını düşünelim. (Bunu bile ifade edebilmek için bir sayı biçimlendirmesine ihtiyaç duyuyoruz.) Bu insanların hepsinin zihninde çeşitli kavramlar var ve bir topluluğun birbirinden iletişim esirgemesi insan fıtratına pek de makul sayılacak bir durum değil. İllaki birbirlerinin yardımına ihtiyaç duyacak, gereksinimler doğrultusunda değiş tokuşa başvuracak, ileriki tarihlerde ise alışveriş kavramıyla tanışacaktır. Ancak bunca düşünce içinde miktarlar kime göre neye göre belirlenecektir? Binlerce beynin düşüncesini tek bir paydada toplamak bu kavramların gerçekleşebilmesi için hiç şüphesiz ön koşuldur. En basitinden kendimiz üzerinden hikâyeleştirelim ve bir markete gündelik ihtiyaçlarımızdan birini gerçekleştirmek için gidelim. Almanızı istediğim sadece elma ama bunu sayıları ifade etmeden gerçekleştirmenizi ve herhangi bir tartışmaya mahal vermeden evinize dönmenizi istiyorum. Asansöre biniyorsunuz ve evinize gidiyorsunuz. İçeri girip saatinize bakıyorsunuz çünkü yetişmeniz gereken işler ve bireyler var. Ancak saatinize bakamazsınız çünkü hikâyemizde sayıları kullanmamamız gerekiyordu. Peki asansöre binip evinizin olduğu katı nasıl buldunuz? Elmaları alabildiniz mi? Ne zaman uyuyacaksınız? Güneş ne zaman doğuyor ki? Hepimizin afallaması 0-1 arası olanak değerlerini düşündüğümüzde 1 olarak yerini almakta.


Yeni bir kısa kısa serisine başlıyorum. Başlıkta belirttiğim ve amacım doğrultusunda daha fazla uzatmamam gerektiği kanısındayım.

Yani insanlığın doğuşunu sayıların doğuşu olarak kabul edebiliriz ve sayılar aslında tamamen zihnimizdedir, zaten yapmamız gereken de zihinlerimizi ortak bir paydada buluşturmak değil miydi?