neyin hırsı bu gök?

ege'ye mi kızdın sen yoksa o geceye mi?

söyle bana süleyman,

çok mu zordu rüzgarların sadakatini onunla paylaşmak?

rüzgar biraz da ondan tarafa esseydi.

pişman olmazdın süleyman,

bu şehre mermiler yağarken o çimlere basmazdı.

yakar yıkardı yüreği ama şetmini duymazdık.

eflatun sayılırdı yar,

hem asildi renk gibi

hem savunurdu sokrates'i filozof gibi.


neyin acısı bu güneş?

sen ne sandın dildar, burası dünya.

var mı öyle hem serli hem yarlı hülya?

söyle bana ibrahim,

çok mu zordu ateş yakmak?

ona da verseydin taşları yakmağa.


anlat mustafa, sen birincisin değil mi?

kaç ayını aldı bu akla ermek?

kaç yaşına kadar yürüdün arkana bakarak?

kaç yıllar cellat korkusuyla uyudun?

anlat mustafa, korksun gözü.

sanmasın kendini boğulmaz şah, düşmez padişah.


ne muharrem ne safer ne de rebiülevvelde diner acımız.

lafının üstüne laf söylenmezdi,

sana nasıl ihanet ettiler?