Elbette herkes masum değil,

Aşılabiliyorsa bir yürek boyu yol

Eteklerine bulaşan çamur,

Adımlarına karışan kalbinin sesiyse.

Yaşamınca bir güruh:

‘Bu gidiş hoyrat’ dese de

Elindeki tüm kozları buysa

Sahiplerinden uzak bu seslerin

Yok olmalarından aldığın güç

Seni kendi doğruna itecek

Üstündeki tozu silkeceksin

‘Kim bu yalanların sahibi?’

Demeye dilin varacak böylece.


Ruhundan bakınca herkes masum,

Henüz tersiyle hemhalken hayatın

Ve dayanılmaz sancısıyla emekli.

Gördüğüne çabucak kanabilir öyle ya

Yokken ortalıkta henüz cismi

Kazınmış kalbine bu acizlik.

Hata yapmaktan yana korkma denmiş

Burdan bakınca herkes masum.


Hiç mecali yokken anlamların

Uğrunda tüketilmiş bir ömür yoksa

Usul usul yol almayı yeğlemiş de olsan

Sonunu kendi elinle ödüllendirip

O son yanlışı önceki hayatına biçeceksin

Son yanlışın daha içten olacak

İlkine kıyasla.

Biriktirdiğin ömür kırıklığı

Solmuş bir resim gibi

Gözlerinde asılı kalacak

Bilinmeyecek asla

Kaç umut çığlığına kapalı oluşu.


Elbette herkes masum değil;

Kaybedilmişler

Ve zulmünü ekmeğine katık etmişler

Daha fazla

Daha fazla.