Söze başlamam gerekli cümlem incir ağacı gibi köklü, dalları dağlara uzanan çınar gibi devri daim olmalı. Sessizliğin kördüğümünde kendimle iç içe, tik taklarında aklım saatin, aralıklarla durduğum yerlerine birer yok oluş boşluğu bırakıyorum. Sonsuza kadar sürecek bir savaş bu kendimle. Sonsuzu andıran bir hiçlik gibi aynı zamanda. Kendine kanıt bırakan her kimliğin anıt kalmış koca koca kayaları yontan, demirden kalemleridir silahları. Uzun yolculukların sonunda akılda kalan en derin anı; en çok zorlanan geçitlerde çekilen ızdırablardır. İnsan her daim acısını hatırlar. İnsan nankördür güzel olan tüm anılara... Unutmak üzere kurulu bir düzenin köle işçileri. Kendi gerçekliğini görmezden gelerek eyler kendine ihaneti. Eylemsizliğe dönüşür dışavurumda bu halin kendini tekrarı. Sıradan günlük ihtiyaçlar, kısıtlı kelimeler ve kurulan cümleler ile sürdürülen ilişkiler kadar sığ, yürünen sokaklar kadar dardır insanın hayatı.