Sayıklıyordu duvarlara
bütün sahip olduğu dolapları karıştırarak
her şeyi yakarak
tuzak bataklık, mahkumluk
ölümcüllük ,tehditkar sıkışıklık,
yaratıcılık, temsili kaynak,
bir çokluk alıntı dolabı açık
hava kapalı bugün
ladinler sarıyor etrafımı zehirleniyorum
duvarda sarı çizgiler
suyla bulanmış karikatür
cam bir kasede dans ediyor cambaz
böyle olması mümkün olan rastlantı
tezahür ediyor vakti halince bende
mağarama çekilmek istiyorum
isteklerimde bir kulağımdan bir kulağıma çekiliyor
bu sağırlık neden
hayatın bir yudum soluğunda
bir beste benzeri gerilim
kar küresinden doğuyor mübalağa
fakat kendisinden bir gökyüzü
sunar bir parça beyaz
bir parça mürekkep denizinde
çocukça dolaşma sayarım bunu
rüzgar esniyor kış gölgesinde
rüzgar esmez uzun kış yüzeyimde
ne gerçek hayat , bana gösterdiğin
sanki gözler sadece görmek içindir
asıl illüzyon bu
SANRILAR
Filizlenmiş bir kopya çağın değerini taşımıyordu
aklı başında olmasa gerek
gözleriyle baktığı zaman bir ütopya yaratabilirdi
büyülediği bir çağda yaşamadın
dramatizesi aksine yaranamamış
kendisini hatırlatıyordu hiç değişmemiş bir yaşamı olduğuna
ilk adı aydınlanma olabilirdi
bu hissi görenler nasıl yaşardı ki
soyluluk ve rütbe bu dönemi yaşayacaktır
bir kitabın içine gömülerek