Kalın duvarlar arasında sıkışan bir yürek,

Rûhu düğümleyen ipi çözmeye ç'alışan eller...

Kırık vazolar arasında kırılmamak için büküldün.

Fakat dünya, başına yıkılsa da yıkma kendini.

Çiğnenilen toprağı sırtında taşımayı öğren.

Karanlık bir sayfayı bir kibrîtle yakmayı da.

Neyin yoksa ona teşnesin, neyin varsa ondan yılgın.

Anlamını yitiren her şeyin, gözünün içine bakardın.

Şimdi yerinde yeller esiyor, gözünün içine baktıklarının.

Hırçın denizin ardındaki sâkin kıyıya varmak için,

Bilmem kaç kez ayaklarına kara sular indirmeli...