Kınalarla boyanırdı çocukluğumun yazları

Üstümde elbisem kısa, çiçekli

Ninemin avuçlarındaki nasırlardayım

Kına kokusuyla yayıldıkça sıcaklığı içime

Sıkı sıkı sarılıyorum çaput parçalarıyla çiçekli, benekli


Ürkek bir heyecanla teslim etmişim

Küçük, tombul ellerimi

Bambaşka bir dünyaya yolculuğu sevmişim


Babamdan, yanımdaki ilk adamdan saklanıyorum

Saklı, yakılıyorum


Haydi ninem, vakit dar

Ellerim şimdi kaybolmalı çünkü babamdan kaçacaklar

Sabaha çeşmenin yolu bir koşuda alınana kadar

Kurumuş kınalar bırakırken rengini tenime

Akacaklar


O eller küçük, o eller çocuk ama talebe

Olur mu hiç kınalı talebe


Oldurdum, kokluyorum üç öğün

Kokluyorum ki çiçek açsın yaz boyu içimdeki ovalar


Eylüle doğru eller daha sık yıkanacak

Ceplerde daha sık saklanacak


Gözlerim, ellerimi seviyor

Ellerimse kanal boyunda taş aramakta birbirinin aynı

Beş tane, kırk tane

Taşlar şıkır şıkır

Havadan yere, yerden göğe

Kınalı ellerimin köprüsünden aşırılırken karşı kıyıya

Yemek vakti, akşam vakti, ezan vakti mi olur yüreğime?

Durun! Taşlarım oynamakta

Gökten kınalı ellerime,

Ellerimden bürünerek renklere, girmekte yüreğime

Kıpır kıpır


“Başınıza taş yağacak mari!"

“Akşam vakti taş mı oynanır?”


Ninem inceldikçe incelir, tizleşir

Bağırdıkça kocaman kocaman, gözleri de bağırır

Hız keser taşlar, yere basar ayakları

Ağır ağır

Birden bire ortalık kararıp sessizleşir

Kınadan kurumuş ellerim toplar teker teker

Biraz üzgün, azıcık korkak

Ya yağarsa?


Koş küçük talebe, uyku seni çağırır

Koş yer yatağına, dertop olmuş bedenine ruhunu ser

Baş yastıkta, gözler sımsıkı kapatılmış

Taşlar beklenmekte beş tane birer birer

Kırk tane teker teker


Dağlar korkuyla kuşatılmış

Ellerim birbirine kenetliler

Kokluyorum, kına kokusunda ninniler

Kınalar ve taşlar,

Kokular ve korkular


Eylülde okul yolundayım ellerimde kınalar

Varsın çıkmasın


Sus! Sakın kimse duymasın

Yağmasın yüreğime sakladığım taşlar


Ellerim küçük olsa yine, yüreğimse kocaman

Ovalarda çiçekler açtırsa sevinçlerim

Ninemin avuçlarında küçüldükçe kınalarla büyüsem

Babam yanımda olsa

Saklasam yine ellerimi

Kokular sarsa hepimizi, sarılsak

Taşlar oynasa

Yüreğimi açabilsem

Artık karlar yağmasa


Kokular

Korkular

Yaşlar

Gözlerimi yumduğumda içime yağan yağmurlar