Yarım kalan şiirleri
doldurmaya gücü yetmeyen korkak bir kalemdim.
Kim bilir kaç acıklı mısra ya da ürkütücü
olaya şahit oldum.
Küçük adamın söylentilerine göre geçmişe hala kırgındım.
Geçmişte; bembeyaz bir sayfayı siyah bir mürekkep
doldururken
Şimdiyse; yediği ihanetlerle zamanla yerini kırmızı
mürekkep devraldı.
Tanınmaz haldeydi gözlerindeki öfke hiç dinmemiş
dünkü olay gibi aklındaydı.
Herkes gider miydi?
Herkes gider yalnızlık kalır.
Bilmediğim sokaklarda yağmurun altında yürürken
az sabahlamamıştım yalnızlığımla.
Gecemiz gündüz, gündüzümüz gece olmuştu.
Sildim artık gözyaşımı, dimdik ayağa kalktım
Yeni bir sayfa açtım kendime.
Geçmişi ve yalnızlığımı bir daha asla geriye dönmemek
ve anmamak üzere ateşe bıraktım.
Kokuşmuş sokaklar artık sadece birer efsane olarak kalacaktı.