Hayatın sizden itinayla olmanızı istediği bir insan vardır. Ve bunu başarana kadar eğitir, pes etme yöntemleri kullanır. Kendinize yakıştırdığınız yer ile hayatın sizi oturtmaya çalıştığı yer arasında fark vardır çoğu zaman. Belki daha konforlu belki de daha konforsuzdur bu serüven... Sen çiçek olmayı istersin; ama hayattaki görevin toprak olmaktır, su olmaktır, güneş olmaktır, hava olmaktır. Çiçek olmaya giden yollar bulursun. Mevsim döner, kurursun. Yerini beğenmez, açmazsın. Beklersin. Bilemezsin hayatın senden ne istediğini. İsyan edersin. "Benden ne istiyorsun?" diye. Geçici şeyler sunar bazen önüne. Asıl istediğinin bu olmadığını ispatlamaya çalışır. Amaçsız kalırsın. Aslında tek bir yol, tek bir son vardır da sen anlamadığın için yollar karmaşık gelir. Bir gün o yola girdiğinde... Bir sessizlik çöker hayatına. Uzaktan izlemeye başlar hayat. Ve dönüştürdüğü sanat eserine hayranlıkla bakar. Taa ki o yoldan sapmaya niyetlenene kadar. İsteklerimiz ve kararlarımız bize aittir. Sonunda dönüştüğümüz kişi hayata. Bazı şeylere "Olmuyorsa zorlama!" der insanoğlu ya bu yüzdendir. "Her işte bir hayır vardır." ya da. Çünkü bütün sapaklar seni aynı yola çıkaracak. Bilseydik deneyimlenemezdik. Yolun solunda olmamız gereken, olamazdık.
SAPAKLARA SAP! YIPRAN! ve ÖDÜLLENDİRİL! (Ödüllen ve yeniden diril.) Bu bir yolculuk serüveni. Yolun sonunda seni, olman gereken kişi bekliyor.