Ben şimdi hiç olmayan gecenin
Hiç yanmayan sokak lambasının altında
Hiç akıllanmamış bir serseriyim
Ağır bir uyku halinde gözlerim
Sanırım içimde küf tutmuş duygularım
Ve hiç olmayacak sabahın ışığında
Paslı prangalara vurulmuş kafiyelerim
Bütün dizelerimi dudaklarından dökebilirim
Çekip belinden kendime
Bir mısra daha sana, seni anlatabilirim
Sen ihtişamıyla büyüleyen bir şehir gibisin
Ben senin sokaklarında kendimi arayan
Aciz bir dervişim
Ne bırakıp gidebilirim seni
Ne de vazgeçebilirim kendimden
Sen benim gönlümün en büyük fatihi
Ben surları sana yenik düşen Konstantin’im