Yine genç olduğum fakat ruhumun yaşlı olduğu bir zamanda yolda derin düşünceler içinde yürüyorken gölgesi geniş bir ağaç gördüm yavaşça oraya gidip gömleğimin ön cebimden kırmızı filtresi olan sigaramdan bir dal alıp tam dudaklarımın arasına koyduğum sırada bir grup küçük afacan çocuklar geldi. Kahkaha atarak top oynuyorlardı o kadar derin düşünceler bi anda küçüklük anılarıma gitti yüzümde küçük bir tebessüm oluştu onlar her güldüklerinde benim yüzümdeki tebessüm kahkahaya dönüştü daha sonra içlerinden bir çocuk bana uzunca bakarak yanıma geldi topuyla , ve efendim size birşey diyebilir miyim? Dedi evet seni dinliyorum ufaklık dedim , bana hafif bir tebessüm ile az önce kahkalarınıza şahit oldum çok güzel gülüyorsunuz fakat sanki gülüşlerinizin arasından acılarınızı haykırdınız, sanki içinizdeki çocuk yarım kalmış ve aramıza girip top oynamak istiyor dedi, ben yavaşça dudağımı büzüp boynumu eğdim bu ufacık çocuk bile benim içimdeki çığlık seslerini duyuyorsa neden sevdiklerim duymadı peki yoksa duymamazlıktan mı ? Geldi kafamı hafif kaldırıp beni anladığı için teşekkürlerimi iletip cebimdeki elmayı verdim "büyük ruhlu küçük çocuğa"