oyalanıyorum bu ömürde,

evet yaşamak oyalanmaktır diyorum!

ağzımda naylon bir çelenkle duruyorum.

mermiler akıtıyor kanımı.

kabuklara sürtüyorum gövdemi,

gövdem gelen değil gerendir beni

ben sana haya'dan geliyorum

kırık bir kemiğin sızısı bu


ah ne yapsam sana kaynıyorum



ağzımla damarlı bir mermer okudum.

okudum gür bir yutkunmayla adını

afsun bu değil: ben hiçbir adı

bir mezar taşına yakıştıramıyorum

uzaklıklardan geldim

daha uzak olan - sana gidiyorum


ah ne etsem o inatçı kadran,

-sana dönüyorum...


çapraz fişekliklerle sarıldım belime,

senin belin gürbüz ellerin kuşağı,

ağzın ağlak şivelerin ağzı

gözün na-mağlup bir namlu

ellerin tetik!

nişşaaann!


ah nerende vurulsam? vurulduğum yerde bir kusur açsam...


sığamadığım yerlere sığındım,

büyük silgilerle yazdım tarihi, hatırla!

hatırla, bir lekeye karıştım oranda!

dilimin kemiğini umursa


ah, sana kırdım harflerimi,

sana kanadı kalemim,

kan ezberdir,

unutma

mürekkep hatıra!


işte göğsüm, işte su çarptım çatlak şehir.

cırtlak kalın!

terminal huyuyla geldim

eşkalim kara-yalın

kimliğimi yokuşlu bir yola sarın.


ah benim şu canım'ı bir güvercinin tedirginliğine sayın!




babam muharebeler sarardı oğullarına

annemin koynundaysa ipsiz intiharlar,

darağaçları ve şırıngalar

hepsini benim bıyıklarıma burdular,

nakışlayıp bir gelinin başına yamadılar.


ah bana sorsan bir rahmanla bir rahmi durmadan kaşıdılar!



körelmiş göğsümün göğü,

ama yer yüzüm ama bağdat yüzüm

ama aynasız yüzsüzlüğüm!

irkil ve alnımı deş çiğ seslerin yankısıyla

sağır yolluklarla doyur karnımı.

transa giremeyen müridin sızısıyla

ağla beni!


ah ne yapsam o eşik. o dergahın kapısında bir şeyh'in başı kesik.



hadi kılcal ovaların kılıç kınları,

hadi çekik gözlerin kavmi içeri!

hadi sığış esmer halk'ım geri


suyumu kemir

armalar ve flamalarla taşı beni!

iliğimle kurutulmuş kan çıkar bana

bana değdir küfrünü ve ayetlerini

beni koy bu dağların demir kafesine


ah! el açıp geldim yurduna,

ne etsem yine benzemiyor dilim devletin

takrir-i sükununa

yedi mühürle doğdum

yedi düğümle bağla beni göğsünün orta-doğusuna!


Bünyamin Çakabay