Yangınlar... Özellikle orman yangınları o kadar korkunçtur ki…
Ondan geriye kalan daha da korkunçtur. Zehirlenen ağaçlar, alevlerden kaçamayıp bir avuç küle dönen hayvanlar ve daha nicesi… O kadar acı verir ki yangınlar hem hayvanlara hem insanlara hem de doğa anaya. Geriye dönüp bakıldığında hiçbir şey eskisi gibi olmaz.
Hiç, bir ormanın yangından sonra nasıl gözüktüğünü gördünüz mü? Etraftaki kokuyu aldınız mı? Peki ya ortamdaki neredeyse dokunulacak kadar ağır olan hüznü hissettiniz mi?
Ben ne zaman yangına maruz kalan ormanları görsem içime bir kor düşer, içten yanıp biterim tıpkı ormanlara olduğu gibi, bu durum o kadar üzer ki beni yüreğim buna dayanamaz. İşte ben ne zaman alev alev yanmış bir orman görsem, aklıma kül olmaktan kılpayı kurtulmuş bir ağaç gelir. Onun hissettiklerini düşünürüm istemsizce. Kendimi çaresizce onla kıyaslamaya başlarım. Bir anda o oluveririm. Ağaçların sessiz çığlıklarını duyar gibi olurum.
Kaçmak isteyip kaçamadığımı ve kaderime boyun eğip kül olduğumu düşünürüm. Ne kadar korkunç bir son değil mi ? Benim naçiz yüreğim bu kadar acıya katlanamaz ve bir anda gözlerim dolar, gözyaşlarım yavaş yavaş akmaya başlar işte bu saniyeler içerisinde olur…
Peki ağaçlardan bahsettik ya yuvaları yok olduğu gibi aileleri de yok olan zavallı hayvanlara ne demeli. Hiçbir suçları yokken evlerinden olmalarına ne demeli?
Yanarak ölürken havada hissedilen, duyulan acı verici çığlıklarına ne demeli peki?
Düşünsene insanoğlu evin orman, orada çok mutlusun ve bir anda evinden olmuşsun, arkadaşlarının çoğu kaçamamış yangından ailende o şekilde, sadece sen yaralı olarak kurtulmuşsun, onların diri diri yanarken ki acı dolu çığlıklarını hissetmişsin. Bu ne kadar ağır, yüreği aynı cam kırıkları gibi parça parça hale getiren bir şey değil mi insanoğlu?
Peki insanoğlu biliyor musun yangınların çoğunun senin vurdumduymaz tavırların yüzünden ortaya çıktığını? Bu kadar umursamaz, bu kadar bencil olduğun için o kadar ağaç o kadar hayvan kısacası o kadar canlı ölüyor.
Yapma insanoğlu etme sana iyi gelen bir şeyi daha yok etme…
Orman yangınlarının %76'sı piknik ateşi, sigara, orman içi veya kenarında bulunan çöplükler, çoban ve avcı ateşi, anız yakılması gibi ihmal ve dikkatsizliklerden kaynaklanıyor. Bu orana faili meçhul olanlar da dahil edildiğinde oran yüzde 90'a ulaşıyor. Yangınların yüzde 8'inin ise kasten orman yakma fiili sonucu ortaya çıktığı görülüyor.
Yani insanoğlu sen piknik ateşini vurdumduymaz yapın yüzünden keyfi bir şekilde kontrol etmezken çıkan yangın 500 hektar ormanın yanmasına sebep olabiliyor. Yaptığın ufacık bir umursamazlığın bile bu kadar büyük sonuçları olabiliyor. Örneğin sigara içtin ve izmaritini çöpe atamayacak kadar aciz olduğun için izmariti yere attın ama o izmariti söndüremeyecek kadar beceriye sahip olmadığın için 163 orman (Türkiye için) senin yüzünden yandı ey insanoğlu!
Bunun gibi birçok utanman gereken yangın sebebi var hepsi senin yüzünden insanoğlu.
Türkiye’de her yıl ortalama 4000 yangında 10 bin hektar orman zarar gördü…
Hepsi senin yüzünden. Senin duyarsızlığın, ihmalkarlığın, bencilliğin yüzünden oldu. Bu kadar bencil olma bu senin için bile çok fazla ey insanoğlu!
İşte orman yangınlarının yaklaşık olarak %98 i insan sebepli olduğundan dolayı ne zaman bir orman yangını görsem sana olan nefretim daha da artıyor.
Bencilliğin ve vurdumduymazlığın kalbimi sekteye uğratıyor.
Elbette duyarlı insanlarda var şu dünyada onlarda olmasa kim bilir şu ölümlü dünya ne haldeydi…