Boşluğun üzerinde yürüyen çocuklar,

Kimse söylemezse onlara,

Ulaşacaklar karşıya.


Zamanın varlığını bilemeyen yaşlılar,

Ancak o zaman elde eder

Mutlulukla dolu yılları.


Sonsuzluğa inanırsa bir genç,

Sonsuza kadar beklemez aksine,

Yaşar dolu dolu hayatı.


Bilerek uçurumu,

Asla duramaz insan ucunda,

Ve bakamaz gökyüzüne doyasıya.

Düşsün istiyorsanız bir kez,

Söylemelisiniz ona

Bir gün düşebileceğini aşağıya.

İşte o zaman korkmaya başlar herkes,

Ve tahayyül dünyasına adımını atarsa korku denen illet,

Bakamaz yıldızlara,

Tek bir kez.


Baksa bile ters yüz edilmiştir gerçeklik algısı,

Düşünür aşağının varlığını hep.


Tek bir kurtuluş olacak,

Bu saptırılmış korkuyla dolu gerçeklik yanılgısından,

"Aşağı düşmekten korkmamak hiçbir zaman."


Korku sadece yetişkinler için,

Çocuklar korkmadan bakarlar uçsuz bucaksız uçurumlardan,

Bir yetişkin düsersin diyene kadar.

Ve çocuğun rüyalarını değiştirir bu,

Her gece düşerek uyanır rüyasından.


Uçamasın diye hayal gücü uçsuz bucaksız geleceğe,

Kıskanır geçmişin ağırlığında ezilmiş ruhlar hep,

Uçarsın belki bir gün demek yerine,

Kendi korkularını aşılarlar.

Çünkü düşen ruhlar,

Bütün ruhları düşerken tahayyül edebilir bir tek.

Uçan ruhlar korkularına yenik düşsün diye,

Korku hakim olmalıdır dünyaya hep.


Korkma,

Uçamazsın zaten,

Çünkü yer çekimine inananların dünyasında

Asla uçamayacaksın demek tek gerçek.

Düşmek icat edildiğinde,

Uçmak sonsuza kadar yasaklandı.

Ve insanlık için gereksiz kılndı,

Bir gün uçmak için daha az korku bulunana dek.


Sonsuzluk ölümü eline aldı,

İnanmak adı altında ezdi avuçlarında,

Ölsen de kurtulamayacak korkak ruhun,

Çünkü ölümü de

Sonrasını da

Bu dünyada hep korkaklar yazdı.


Korktular hep büyük güçlerin varlığından,

Küçücük ruhlara,

Büyük büyük güçlerin korkularını anlattılar,

Küçük ruhlar korkularını da ruhlarıyla beraber büyütünce

En güçlü ruh bile korkuyla,

Belagatle inandı hep.


En küçük ruhları eğitmek diye

Korkularla doldurmak bu dünya insanlarına mı kaldı?

İnanmak adına karar vermek

Korku dolu din kitaplarına mı kaldı?

Peki tanrı mı yarattı?

Yoksa korku mu bir tanrı yarattı?


Küçücük bir ruha,

“Korkma!” diye seslenen bu ülkenin büyük ruhunda,

Bu kadar büyük korkuları kim bize dayattı?

Aç kalmaktan ziyade

Zamanın kadim bilginlerinin safsatalarına kim kandı?

Her şeyden korkan bir millete dönüşürken

Korkusuz ataların çocuklarına,

Başarılı olamamak korkusu adına,

Bir gece,

Bir gündüz koşuşturmayı kim sattı?


Korkma çocuğum,

Kaybedilenlerden bile korkma.

Yıldırmasın hiçbir güçlü kayıp.

Yok bile olsan günün birinde,

İnanırsan kendine,

Var olabilirsin tekrar yeryüzünde.

Yoktan var etmek,

Biz insanların işi.

Bunca işin gücün arasında

Bir zamanlar tanrıyı da böyle çağırdık.

Onu bile,

Yoksa kimse sana inanmaz diye korkuttuk da

Sadece onun yoktan var edebileceğine inandırdık.