Hayâtta en çok ne zamân korktun? Kalbin ağzında atarken, vücudun baştan ayağa korkuyla titredi mi hiç? Kaç defa korkudan nefesin kesildi? Belki de sayamayacağın kadar çok kez, değil mi?
Korku, insânı huzûrsuz eden en tehlikeli duygulardan biri. İster istemez, insânı ele geçirip hiç olmadık şekilde davranışlarına yansıyabiliyor. Ama aynı zamânda korku, bazı konularda farkındalık da kazandırır. Daha tetikte, daha diri olmayı sağlar. Korkulacak çok şey var bu dünyada, herkes korkmakta haklı aslında.
Sevdiklerini kaybetmekten korkar insân. Annesini, babasını, abisini, ablasını, kardeşlerini, çocuklarını, dostlarını... Bunların dışında; bulunduğu mevkiyi, sahip olduğu parayı, şöhreti, saygınlığı kaybetmekten korkanlar da var tabii. Bir de; yolunu ve kendini kaybetmekten korkanlar var. Ki bu çok haklı bir korkma sebebidir zannımca. Şu çivisi çıkmış dünyada, her ne kadar iyi bir insân olsanız da, onca kötü insânın ve onca kötülüğün içinde, ellerinize kötülük bulaşmasından ve kalbinizin kötüleşmesinden korkarsınız.
Hayâtın durdurulamaz akışında, bazen de korkularımızla yüzleşerek onları kabûllenmek gerekir. Yoksa hayâtın tadı kaçabilir ve hayâtı, kendi ellerimizle kendimize zehir edebiliriz. Korkularımızdan biraz da olsa sıyrılarak ve onları yenerek yaşamaya çalışırsak, rüzgârın kanatlarına tutunarak göklerde uçabiliriz.