Tutunduğum tek dal ellerimde kuruyor Aklından geçenlerin aklıma uğradığı insandan bana kalan, ruhumu körelten savunmasız bir korku 

Kafamdan göğsüme uzanan bir köprü var Ne zaman içimde bir şeyler sıkışsa

Ellerim köprüden hesapsız geçiyor 

Önce başımı okşuyor 

Sonra eğilen başım kalbimi dinliyor

Yükselen sesler, büyüyen evler, kalabalık şehirler bedenimi sarsıyor

Şiddetli bir yıkımla enkazımın altında kalıyorum 

Yaşam üçgenimde gözlerimi açınca

Yıllarca ruhumdan beslenen korku 

Bana nefes olan delikleri dolduruyor