Ruhun inceliklerini öre öre bir kumaş örttü gözlerimi, kendi kumaşımdan olanı “o an” tanıdım. Biçim için kesmek, dikmek gerekti; kıyamadım. Ellerimde makaslar, ceplerimde iğneler, kirpiklerimde fırçalar kıvranıyorum. Ya kesmeye, dikmeye kıyamadığım kumaş yama yama ederse beni diyordum. Hangi terzi diker sonra diye korkuyordum. Daha desenine dokunmadan kaldım ortada paramparça. Korkmakta haklıymış kumaş.