Yüz bin yıllık bir gece Halfeti’de

Eskidikçe koyulaşmış

Yani küf gibi bir şey zaman bu gece için

Bayat ekmeği en sevdiği çocuğu için ayıran

Bayat ekmeği daha az bayat bir ekmeğin içinde

Köfte diye çocuğuna sunan bir anne

Bu gece en sevimsiz akrabamız

Bu gece bir bahçenin düşünü paylaşacağız


Batık bir şehrin tarihidir

Dökülen saçlarının köküne şerh düşülecek

Yeni bir mazruf olabilir su

Ben Türkçe'ye zaafı var diye mektup yazmayanlarla

Görülmüştür mührü boş bir kağıda

Ben ikincil bir zarf olarak, kokunu düşüneceğim

Kesilirim huyumdur

Biriken kırıntılarla eteğinde

Küçüleceğim


Yan hücreden fısıldayan gece

Bu karanlık, bu göğsümdeki delilik

Gerilmeyi kırsın diye sıkıştırdığım yastık

Tersine bir çarşaf gibi,

-Uç uca gelmek aklına gelmemiş-

Bu gece kırık bir özgürlük büstüdür

Başka bir şiirde överim hançeri

Bu gece daha uzun bir siyah örtecek üstünü

Bu gece özlemek,

Halfeti’de bir gül bahçesi