Koşulsuz bir mutluluk, sınırsız... Hiçbir ödeme gerektirmeyen, dünyadaki en büyük savaşlarla, fedakarlıklarla bile asla ulaşamayacağımız bir sevinç bu, sevginin içindeki zevk. Çünkü eğer bir kişi birini severse, onun yanındayken tüm dünyaya sahipmiş gibi hisseder. Hatta dünya ile kıyas bile edilemeyecek kadar... Çünkü dünyamızda ne var ki? En kaliteli yemekleri yemek, kıyafetleri giymek, pahalı ürünlere sahip olmak, bunlarla teselli bulmak... Ama hiçbiri sevginin kıyısına bile dokunamıyor. Hatta hepsi, sevginin eskiden kişi üzerinde bıraktığı etkilerin yansıması oluyor ve insan köşe bucak sevgiyi arıyor.
Öyleyse, sevgi nerede? Biz, sevgi hisseden birini sevdiğinin varlığından ve sevdiğinin sahip olduğu her şeyden de zevk duyduğundan bahsettik. İnsan, mutlu olduğu ve haz duyduğu şeye doğru gider. Ancak sevginin pek de haz vermediğini görür insan. Çünkü sevgiyi görmez, duymaz, bilmez.
Peki, sevgiye doğru nasıl gidebiliriz? Her şeyin zıttıyla bilindiği barizdir. Öyleyse, sevginin yokluğunu keşfetmemiz lazım.