bunca vakit göğsümde taze kalan

çiğ, ıslak yorganların sarıldığı

bir yangın, bir bekleyişle sürüyor zaman

ancak bu utancıdır kuru mendillerin

her öykü bir yarayla başlar.


yaşamak: keder

ölmek: geride kalana kahır

en iyisi yalnızlık

ve beklememek güzellikleri

oysa ben ne zaman elimi uzatsam

güneşe el verecek sanırım

yağmur boşalacak sarılığından

gökyüzüne bakınca içim açılır

halbuki ama bu bıkkınlık

ama "ikiyi on yedi, kalk" bitmiyor

sanki her şey düş

ve tabanlarımın altında mosmor çiçekler.


seni bana getirecek yollar

bitmiyor;

kötü bir sonsuzluk gibi.