İnsanımızı birçok zorluk bekliyor. Şimdiye kadar olan zorlukları bir şekilde geçtik, mühim olan bundan sonrasını nasıl geçeceğimiz. Ama öyle ama böyle diyerek hiçbir zorluk geride bırakılarak hayat devam etmiyor. Zorluklar yahut kötülükler de ama öyle olması gerektiği için olmuyor. Yine insandan insana gelen ve insanın kendi eliyle yaptığı kendine istediği şeyler oluyor.

Dilimizde hep vardır; " başka hangi canlı bilerek bunu yapar, başka hangi canlı bile isteye kötü davranır vs". Burada ki yanılgı şu ki bilme eylemini insana has sanıyoruz. Esasen her canlı neyi neden yaptığını biliyor, tilki de kurtta neden avlanması gerektiğinin gayet farkında. Soruyu tersten sormak icap ediyor; " İnsan nasıl oluyor da bildiği halde yapmaktan vaz geçmiyor?" Soruyu böyle sorunca insanın içi daha da sıkılıyor. Dünyayı öyle çiçek böcek görüyoruz ki insanın ya da insanların hiçbir kötülüğü bilmediğini ya da hiç kötülük yapmayacağını düşünüyoruz. Bizi bu düşünceye iten şey de aslında hepimizin biraz kötüye aşina olması. Kötünün ne olduğu benim ilgi alanım dışında. Kötü insanın ne olduğunu da irdelemiyorum, herkes kendi yolunda bulacaktır. Ama hırsız ama katil ama tacizci ama müfteri ama ama ama... Bilmek gerek ki saf kötülük ve saf kötüler var. Bunun için dirayetli olmak ve hemen her gün kötülükle yüzleşmek ve kötü bildiklerimizden utanmakla mükellefiz.

Tekrar edeyim, insana yakışan şey bildiği halde yapması değil, bildiği vakit yapmaktan korkması, utanması ve ondan tiksinmesidir. Korkmuyor ve kendine yakıştırıyorsa her uyarıya rağmen vaz geçmiyorsa o insana artık kötünün ne olduğunu anlatmak zulümdür. Lafın da kıymeti var, anlamayana kelam etmek ahmaklar işidir. Her ilahi kitap her öğreti bize dünyanın rahatlık yeri olmadığını, kötünün her an bizimle olduğunu belki de kötünün biz olduğunu anımsatan menkıbelerle dolu. Bunun için mutlaka iyi olmak zorundayız fakat iyi olurken gözleri dünyaya kapatmak da kâfi gelmiyor. Uyanık yani "agâh" olmak mecburiyetindeyiz. Bizi diri tutacak şey kötülük bilmemek değil, bildiğimizden vaz geçmek. Pek uzatmadan bu bahiste Ericc Fromm'un iyi insan tanımını vereyim. Fromm " iyi insan hiç kötülük bilmeyen ve yapmayan değildir. Aksine her türlü kötülüğü bilen fakat yapacak durumdayken bundan vaz geçen insandır. Bizi insan yapan da bu zaten. Doğruyu yanlıştan ayırt etme gücüne sahip ve yanlış yapacağı yere meyl etmeyen insan, insandır. Ondan merhamet dilenir ona gönül bağlanır onunla aşk yaşanır. Saf kötü ne demekse farkında olup her daim iyiye koşmak ümidi ile...