Bazı durumlarda yardımlaşma konusunda gerçeklikten uzak, bencil, beceriksiz ve yaptığımız eylemlerin pratikte zerre kadar faydalı olmadığını kabul etmemiz gerekiyor. Çünkü biz insanız. Bize iyi gelmeyecek, görüşlerimize ters olan herhangi bir şeyi desteklemeyiz, o konuda yardımda bulunmayız. Tersinden söz etmek gerekirse, yardım etmeye uygun bulduğumuz kişilerin tamamen bizim kendi benliğimize bir iyi geliş olduğundan bu yardımı gerçekleştiririz. Burada hiçbir sorun yok. Sorun, bunları dürüstçe ifade edememekte. Bu itiraf cesaret gerektirir. Örneğin "ben bu adama yardım ettim çünkü yardım etmek bana iyi geliyor ve bu adamın bana ve benim yardımıma muhtaç olması egomu tatmin ediyor. Onun iyi olup olmadığı önemli değil. Önemli olan benim yaptığım şeyden tatmin olmam". İşte bu kadar basit kendi egomuzu dışa vurmak.


Filistinde ölen birkaç çocuğa üzülüyor insanlar. vahh çok yazık üzülen insanlara, kendilerini tatmin edemiyorlar çünkü ama bir yere kadar. Bir yerden sonra aptalın biri çıkıyor ve diyorki "hadi onlar için resim yapalım, yürüyüş yapalım vs". Peki bunlar kimin için yapılacak. Orada ölen çocuklar için mi yoksa üzülen insanların kendilerini kötü hissetmemesi için mi, sırf bir şey yapmış olmaları için mi? Gerçeklikten, pratik faydadan çok uzak bu eylemler, insanların kendi egolarını dışı vurumu değil de nedir? Gerçekçi bir yaklaşım ile yardım etmek istenilen yere, gerçekten pratikte ve maddi açıdan bir yardım yapılması tek çözümdür. Bunun yapamıyor olmak ise bu durumu kabul etmekten başka bir şeyi gerektirmez. Bağırıp çağırmanın, olayları romantize etmenin bir faydası yoktur.


"Asla bitmeyen ve bitmeyecek egoların bu kurulu düzeni, bir kırmızı ayakkabının bir kol saatiyle olan muhteşem ilişkisi. Etrafımızı dolduran yalancı elmaya muhtaç Ademler, Havvalar. Ama bir yerde bir hata yok mu sizce de"