Beyaz, bembeyaz bir kedi yavrusu geçiyor, öksüz, ıslak; yeşil gözlerinden
Beyaz beyaz ıslak kediler geçiyor da aklından
Atlıyor rüyalarının bomboş, puslu rıhtımından
Beyaz beyaz kediler geçiyor da yanı başından
Yalıyor, mosmor olmuş ellerini bahtının karalığından
Yalıyor
Yüreğinde biriktirdiğin insanların, bir güneşli bir de geceye saklı hikayesini
Kirlensin diye
Silinsin diye
Gebersin diye
Çoğalsın diye mikroplardan
Beyaz beyaz, öksüz, ıslak kediler geçiyor da yanı başından
Öyküler fısıldaşıyor kızarmış kulaklarından
Korkunç öyküler, ağzı yok dili var öyküler
Hapisten öyküler, tutuklu öyküler, tacizden, tecavüzden, yoksulluktan öyküler
Bastırılmış aklını sisli bulutlarıyla dar eden
Yerli yersiz
Yalan dendiği kadar gerçek
Hem günahkar hem de pis
Susturulmuş, sansürlü öyküler
Beyaz, bembeyaz bir kedi yavrusuna uyanıyorsun her sabah, öksüz, ıslak; yatağından
Beyaz bir kedi yavrusuna
Ölüyorsun
Her sabah
Beyaz bir kedi yavrusuna
Yeniliyorsun
Çöken geceye topukların geri geri bastığında
Beyaz bir kedi yavrusunun şişik gözlerindeki bakışlarında bulduğun o yoksunluğa
Dönüşüyorsun
Her sabah
Dönüşüp dönüşüp de çöplerden artık dileniyorsun
Dışarıdan sevimli görünen o kedinin
İçinde yaşayan çirkin hayaletlere
Direnemiyorsun
O hayaletler, bilincinde aşağı yukarı top sektirirken
Bir gece aniden giren baş ağrına
Hiçbir deva bulamıyorsun
Bu gidişle
Öldürecek seni o kedi, diyor Beyhan
''Besleme o kediyi, çürük balıklarla beraber yiyecekmiş seni, sütler pişirip pişirip verme o kediye, kopartacak içi boş memelerini.''
Var mı yok mu kestiremediğin aklının bir inişli bir çıkışlı yollarında
Uzun tırnaklarıyla
Uzun mu uzun, upuzun tırnaklarıyla dolanıyor
Yarıp geçiyor, damarlarında durmadan çıkmaz sokaklara doğru koşan kanlar yaşattığın ve bazen eline geçen ilk mutfak bıçağıyla kesip içinden katran rengi sular akıttığın tenini
En iyisi mi at çöpe o kediyi
At gitsin
Yoksa mantar bulaştırır gibi bulaştıracak sana kendi kim-lik-siz-li-ği-ni
Kendi hiçliğini
Kendi varlığının ikiyüzlü gürültüsünde yaşattığı, bir türlü sevememekten gelen nefretin ve korkunun ve açlığın öfkesini
Bembeyaz bir kedi olacaksın rüyanda
Bembeyaz bir kedi göreceksin rüyanda
Demleniyor olacak ağır, kahverengi paltosuyla
Çok iyi bildiğin bir sokağın kırık kaldırım taşlarında
Ruhunda ağrılar, burnunda sobası tütüyor uzaktan sıcak evlerin, yakından soğuk pencereleri
Uzaktan sıcak bir çatı, yakından soğuk yuvalara doluşmuş kırgın bedenleri
Beyaz, bembeyaz bir kedi
Sayfalar kadar çirkin bir beyaz, vazgeçip, acizliğinden boş bıraktığın
Elbiselerin kadar çirkin bir beyaz, yakışmaz diye kestirip attığın, inatçı lekelerini yakasından savuramadığın
Beyaz bembeyaz bir kedi
Aklın kadar bulanık, aklın kadar havada, aklın kadar havadan uçuyor hayaletleri
Beyaz bembeyaz bir kedi
Bir türlü karar veremediğin
Kötü mü yoksa iyi mi
Beyaz bembeyaz bir kedi
Sen mi yoksa başka birileri mi
Mağdur mu yoksa mağdur eden mi
Dışarıdan geldiğinde seni uyuz gibi kaşındıran şeytanlardan mı
Altmış derecede yıkayıp yıkayıp çamaşır ipine dizdiğin
Yoksa meleklerinden mi
Seni koruduğuna inandıran yalan tanrıların
Yalan Allah'lar
Ve asla kabul olmayacak duaların
Yalan peygamberlerin
İçinde yaşayan
Gür sakallı
Hayaletler mi aslında
Senin, sen misin değil misin bilemediğin beyaz, bembeyaz kedilerin
Bu kanımıza kanımıza girip
Dünyayı avuçlayan hayaleti
Tıpkı sana benzeyen
Ya senin ya benim ya da ''ötekilerin''
Seni cehennem ateşiyle korkutup cennetle yücelten sadist bir güç mü ilahi
yahut da
Halkının içme sularına karışıp karışıp
Onları derin uykulara salan
Zehir gibi uykuları televizyonlarda satıp satıp da
Milyar dolarlar yaratan ve yarattıkça kundağında ölü halklar doğuran
Hayaletler mi yoksa içindeki kedilerin
Hem beyaz bembeyaz
Hem de siyah
s
i
m
s
i
y
a
h
ceplerinde elleri, pahalı takım elbiselerinin
Bilmem ki kimdir bu kedi diyor, Beyhan.
Sen mi, ben mi? Yoksa göklerde mi altından evi?
Koynunda yılan değil de besliyorsun beyaz bembeyaz bir kedi!