Bilmem ki uyku niye tutmaz bizi? Ne alıp veremediği var? Uslu durmuyoruz diye belki, uslanmazız biraz. Baktım sen devamını getirmedin iğne ipliğin, iş başa düştü yine; yazıyorum bak. Her cümle anlamın hamallığını yapıyor. Çok değil, biraz dayansın; gelecek bir sabah kardan aydınlık. Bir celsede tüketebilir mi insan kendini? Çikolata mı bu? Çok yedim galiba, dişlerim çürümez de mi anne? Ağrı... Kağıt... Ten rengi bir kot, bir lise pantolonu, her şeyin değiştiği o bir celse. Şimdi sen şunu söyle Kırmızı Terlikli Kız, yazacak mısın yazmayacak mısın mektup?


Se

N

seMEK


Cereyanlar gitti demin, çıktım baktım göğe, orda yıldızlar oturmuşlar hakkımızda konuşuyorlar. Azarladım başka işiniz yok mu diye sizin... Neymiş, sen iğne ipliğe devam etmezken bu çocuk beklemiş o kadar. Olsun dedim, susun çünkü elbet bir bildiği vardır Kırmızı Terlikli Kızın.

/24