Bu hayatta önemli olan şey birini sevdiğini bağıra bağıra söylemek değil, bunu hissettirmektir. Ve birine sevdiğini hissettirmek küçük detaylarda sakladır aslında. Bu konuda kendi hayatımda bana gerçekten bunu hissettiren bazı insanlar var. Aslında onları örnek alarak yazmak istiyorum. Böylece birini gerçekten sevdiğini hissettirmenin nasıl bir şey olduğunu daha iyi anlatabilirim. Mesela çayı şekersiz içen bir arkadaşım sırf ben ona gittiğimde çay içmeyi çok seviyorum diye her zaman küçük bir kapta benim için şeker saklar. Bu önemsiz gibi görünen ama aslında birinin seni önemsediğini gösteren küçük bir detay. Bir gün dışarıda buluştuğumuzda iki arkadaşım kafede güneşin vurduğu bir masaya oturmuşlardı ve onlara nedenini sorduğumda ben üşüdüğüm için burayı tercih ettiklerini söylemişlerdi. Orada gerçekten önemsendiğimi hissetmiştim. Onların bu küçük hareketi beni çok mutlu etmişti. Başka bir arkadaşım evime gelirken benim sevdiğim bir çikolatadan almıştı mesela. Yani düşünsenize markete giriyor ve o an aklına geliyorsunuz diyor ki bu çikolatayı çok severdi ona da almalıyım. Sizin neyi sevdiğinizi biliyor ve bunu sizi mutlu etmek için kullanıyor. Buda başka bir küçük detay aslında. Kuzenim bir keresinde beni aramıştı sadece nasıl olduğumu merak ettiği için sormak istemişti. Memlekete döndüğümde mutlaka görüşelim demişti ve bir an önce gelmemi beklediğini söylemişti. Kendi günlük hayatının telaşında bile bana kısa bir vakit ayırabilmişti ve beni gerçekten özlemişti. Hepimiz hayat telaşına kapılıp gerçekten sevdiğimiz insanlara bir "Nasılsın?" demeyi bile unutuyoruz bazen ama o yine de bunu unutmamıştı. Küçük ve kısa bir konuşmaydı ama gerçekten kilometrelerce uzakta olsalar bile birilerinin seni gerçekten önemseyebileceğini öğretmişti bana. İşte hayat bu küçük ama tatlı detaylarda saklıdır aslında. Birini hatırlamakta, bilmekte, önemsemekte saklıdır.