Günler küflü bir tren gibi geçiyordu ömrümden.
Ve ben kilit tutmaz bir pencereden
Uğurluyordum en kıymetli parçamı.
"Giden yüreğin ardından
El sallanmaz." demişti
Küçükken uğurladığım bir arkadaşım.
Memleketin her karışı vatanıydı memur babasının.
Kim bilir kaç el sallanmıştı ardından da bıkmıştı.
İnsan dokunamayacağı bir teni havada asılı görünce
Asılı kalıyor zamanın içinde.
Kırmızı Kukla'nın pazar mektuplarında anladım.
Bir kadın incilerini bırakıyordu sokağın kuytu ucuna.
Bir kadın sarkıyordu çiçekli balkonundan
Gonca gülüne sesleniyordu akşam ezanında.
Bir başka kadın,
Tanrı inadına öldürmüyordu onu,
İnadına tohum ekiyordu,
İnadına okşuyordu kadınının başını...
Günler kömür yüklü trenler gibi geçiyordu ömrümden.
Tanrı
Bir sabah ezanında tutuyordu ince bileklerimden
"Kalk." diyordu.
Kalk ve inadına yaşa.
Herkes uyku sanıyordu
Oysa ben ölüm biriktiriyordum çiçekli yastığımda.
Şimdilerde kilit tutmaz penceremde
Tanrı'dan gelecek bir haberi bekliyorum.
Öl derse
Şimdi, şu vakit
Şu şiiri yarıda kesip öleceğim.
Mısra Ergök
2021-11-20T20:41:23+03:00Çok güzel bir şiirdi Sıla. Özellikle sonundan etkilendim, eline sağlık. 🤍
Rana Sezgin
2021-11-20T19:46:11+03:00Çok beğendim bu şiiri. Acınız her zaman umutlar doğursun :)
SCD
2021-11-20T19:13:44+03:00Babam şiir acıdan beslenir derdi, acıda umudu doğururmuş. İnsan bazı zamanlar umudunu da kaybediyor, ama hayat bu ya sen kaybettiğinde umut seni buluyor buda öyle bir şeydi sanırım. Güzel yorumlarınız için teşekkür ederim :)
Pelin Taşkıran
2021-11-20T15:41:43+03:00Şiirinizin son bölümünden çok etkilendim. Tanrı öl dese şimdi, şu şiiri yarıda kesip öleceğim… Kaleminize sağlık. 🤍
Kenan Birkan
2021-11-20T15:13:55+03:00Üslubunuzu çok beğendim, şiiri de öyle. Kaşeminize sağlık.