Benim hep en derinden kesilir tırnaklarım, kader eliyle

Tırmanamam yüksek yeşil dağlara, hayal adlı,

Küçük kum tanecikleri etlerini kanatır,

Sızlar sızım sızım parmaklarım,

Kayarım, yıldızların kaydığı yere.

Yaşlarımın ilk gününü, hep gözü yaşlı karşıladım,

Sayılanla sayılmayanın arafında,

Bu toy bedende, ruhen sanılandan hayli yaşlıydım.

Buna rağmen saygıya layık bulunmadım herkeslere göre

Hatta aşağılandım,

Bir saniyenin arasını dolduran vakitlerce.

İncitildim hediye yaftalı sahte çiçeklerle 

İçinde notu karalı, kapkaralı,

Zorla beyazımı griden es geçirten,

Yollarını sarıp dinamitlerle

Sarmalayarak, yarım kalbimi yarıp.

Moru sevdiğimden hep düşerim ben,

Kendime yakıştırırım düşlerimde,

Bu yüzden solar bedenime.

İçine düştüğüm kırgınlıklarım yüzünden,

Kalanım kan kırmızıya çalınır.

Kefaretini pembelerimi bir ton koyultarak yaptığım

Ve milyar kere tekrarladığım.

Artık bordodaki siyaha çalan, kendinden çalınanım.