Otuz yaşına bir saniyede geldi Halim

Renkleri tanımaz, kristale küfretmezdi

Kendi kalbinin sesinden korktu ilk

Nefsini nefesinden önce tanıdı

Maddeyi anlarken en sıvı Halim bu

Madem bu benim kabım 

Bürüneceğim şekilden korkmuyorum dedi

Işığa çıkartılırken

Kimse itmedi sehpasını

Bakın o dünyayı tekmeledi


Şimdilerde kökten beter Halim

Toprağın kimsesi yok

Mermer mecmuası, beklemenin yatılı salonu ve bir otun çevresinin sarıldığı megafon teslim ol-ları dışında

İsyanına bakacaktı Halim düşünmeyi öğrenmese

Ekmeğe uzanırken çıkardığı ses

Ekmeğin adı oldu kendi dilinde


Kaldırımlar taşıyor rutin haber su

Fakat o da ne?

Bu bu bir yol, bir şerit, kız verme davası 

Hayır bu bir kavga

Kadavrada eksik bir uzva karşı

Ayaktayken kadın dedikleri bir makina bu

Tanrısını buldu Halim

Var olmama hakkına danışıyor


Otuz yaşına bir saniyede geldi

Kanadı olmamasına rağmen

Konmayı yasaklamaya çalışmasından anlaşılıyor