bin yağmurca topa tutup
paslı dediler adıma
kör bir anne avuçlarında okşayıp beni
'armağan' lafını fısıldadı kancama
bir pastanın üstünde titreşen on yedi mumun ışığında
dilsiz bir kızın kulağına küpe oldum
bulutlardan çaldığım şiirler hep geceleyin düştü aklıma,
ay vururken dilsiz kızın yatak başlığına, hep geceleyin
çalıntı şiirlerimi hep uykularında okudum dilsiz kıza; ve her edebiyat dersi sonrası, okulda
ağlardı dilsiz kız
dayayıp başını
yangın merdivenlerinin ortanca basamağına
anımsadığı dizeleri haykıramamaya hayıfla.
gözyaşlarının asidi yüzünden eridi keskin köşelerim
halkalandım zamanla
sınıftakiler paslı dediler adıma
dilsiz kız ise pasaklıydı ezeldendir; uykularında da