başımın usul usul okşandığı rüzgarlarda
ölümü koyveririm
ölüm beni koyverir
birikmiş yorgunluklar ve kurak mevsim
yutkunmakla geçmez elbet
donmuş mürekkep tortulu hafta sonlarının varacağı yer
müsveddeye çekilmiş hayal kırıklıklarıdır
anlam dünyamızın kıyısına vurmayan o şişenin
hayali midir yoksa bu baş ağrısı?
anlam arayışı işinin kolay olduğunu söyleyen de kim?
çalkantılı bir deniz gibi zihnim
günler bende bulantı yapıyor
ağzımsa bozuk
küfürden yana şifa bulmadım
aşağılık insanlarla çağdaşım
yaş da aynı kazanda kuru da
okunmamış kitaplar biriktirdiğim gibi
yaşanmamış dertler de biriktiriyorum
ve diyorum ki;
yavaşlığa ve sabr’a kutsiyet atfetme zamanındır zaman
hızlıca tüketişler,
anlamsızlık denizine su taşımaktan başka bir şey değildir
o denize su taşımayı artık kestim
başımdaki göğü gördüm
görmek ve idrak etmek yavaşlıkla başlıyor
bunu bildim
çünkü başımı usul usul okşayan o rüzgarlar yok artık