çok eski bir tarihe dayanmıyor gözlerimde çağlayan şelaleler,
vedaları öğrendiğim günden beri üzerimdeler.
neredeyse çeyrek asırdır yer kaplıyorum yeryüzünde.
bedenimin doğduğu gün,
annemin rahminde kalarak ölmüş yüreğimin bir parçası.
iyi ki de ölmüş!
böyleyken bile dayanamıyorum gözlerimin önünde olup bitenlere…
ölüp yitenlere...
çekip gidenlere...
aşkın saçtığı tohumları bile
yeşertemeyecek kadar kurak tenim.
tüm kavgalara ve savaşlara
ev sahipliği yapmış gibi verimsizim.
çünkü ben bu yeryüzünde annemin üzülüşüne şahitlik ettim.
ben sevginin unuttuğu kadın,
ben yalnızlığın kundakladığı kadın,
koştura koştura geldim sana.
bir ağrı kesiciyi
susuz yutmak gibi bir şeydi bu.
dışarda tanımadıkları kadınlara
market kapılarını tutan adamların
evde onlar için çabalayan minik ellere
kıyışından kaçtım.
nereye gitsem arkama bakmadan çıktım
çünkü
veda anında arkaya bakmak,
kalbimi burada bırakıyorum demekti.
karşındakinden bir kal dilenmekti.
sevgi uğruna yaşıyorsam da
bir sevgi dilencisi değildim.
hep küçük harflerle şiirler yazdım.
çünkü coğrafyam
küçük harflerle ve kısık sesle konuşan adamlara hasretti.
incecik adamlar tüm kabalıklardan daha güçlü, daha erkekti.
onlarca çarpışmadan çıktım yokluğunda.
aklımla kalbimin iki kardeş gibi durmadan döğüşünü izledim.
kamburuma eğildim.
beyin hücreleri yenilenmez diyen bilim insanlarına
başımı omzuna koyduğumdaki,
aşktan sarhoş hücrelerimin
doğurganlığını göstermeyi diledim.
tanrım doğum günümde kabul eder diye
sanırım çok şey istedim.
D. Ö
2021-07-01T14:27:11+03:00Yüreğine sağlık çok iyiydi :)