Kurmak da bir mesele

Öyle kolay olmuyor çoğu

Hadi olsun en azı, bu ne fark eder?

Elimde parçalanıyor bozkırın sazı

Ve kafiyelerde hep sarkazı

Ama yok sarkozi?

Bir Fransız oluveriyorum şu dakika;

Le jötem, bülbül gibi ötem;

-ciyak ciyak ciyak-

Böyle de bülbül öte

Sanki bana karga!


Şimdi kurmak ayrı bir mesele.

Mesela hiç alakası yok yukarıyla

Aşağının, ki bunlar sadece birer kelime.

Ondan ona, bundan buna,

Ve hep bir ağızdan: daldan dala!

Konan bülbüller ve görüyorsun ya

Şakıyorum işte bu gece.


Şuraya şöyle birkaç cümle daha

kurgunun pek yeri yok burada.

Bakma adı öyledir sadece bu şiirin

ya da başlığı işte, ama her neyse.


Şimdi topluyorum etraflıca:

Bir kalem, bir defter, birkaç gökyüzü;

biri mavi, biri yeşil, biri kırmızı

izler dururum her gece teker teker

ve sabaha dolana dek her yazı

geçişlerde şahlanır her bir atom yıldızı

Ben durur düşünürüm nerde kaldı bu şuh kızı

Ben durur düşürürüm

Sonra alır kaldırırım

Yere düşürdüğüm sazı.

İşte o vakit sen şuh kızı

Bil ki bir ozan oldum

Vurdum da tele vurdum

Hem de vole mızrabı.