Kurgusal bir düzenin içinde yaşıyoruz. Seçimlerimiz, isteklerimiz, heveslerimiz çoğu zaman sahte ya da bir şeylerden kaçış. Sıkışmışlığımızdan bir an olsun sıyrılmak için kararlar alıyoruz. Bunu istemsizce yapıyoruz bazen. Bazen ise kaçmış olmak için, uzaklaşmak için tercih ediyoruz bazı yönelimleri. Anlayışsız insanlara kör, sağır ve dilsiz olmak geliyor içimden. Kendini kandırmak için yaşayanlara tahammülüm sıfırın altında -15°. Benliğinden uzaklaştıkça empati yoksunluğundan kuruyan bedenlerin ipini çekmek istiyorum. İstiyorum fakat içimde gezinen bir kurtçuk durduruyor beni. Tane tane anlatmaya çalışıyorum. Görebilsin diye gerçeğini... Ellerine büyüteç tutuşturmak istiyorum...


Kendine dön, kendine bak, kendini sorgula, kendini gör, diye çığlık çığlığa bağırıyor iç sesim... 

İnsanlığımla ve insanlarla uğraşmak yoruyor zihnimi. Bile isteye çukurda buluyorum kendimi. 


Ne çok konuşuyorum, ne çok biliyorum, bir o kadar çok hata barındırıyorum küçücük bedenimde. Korkuyorum herkes gibi. Hırslarımın kölesi olmak ürkütüyor beni. Görüyorum hırslarıyla kör gezenleri... Aynalara küsenleri... Kendini sevdirmek için delirenleri... Oysa çoğumuz bilmiyoruz sevginin ne anlamını ne de değerini... Kandırılarak büyütülüyor ve kendimizi kandırarak dünyaya sığamıyoruz. Yeni dünyalar keşfediyoruz içimizde bazılarımız. Kargaşadan uzak durmak ve kandırılmaktan korktuğumuz için bir kabuk inşa ediyoruz. Loş mutfağımda mor renkli berjerin üzerine yayılıp ayılma seansı düzenliyorum. Üzerimde hemen hemen elli seneyi aşkın zamandır yeryüzünde varlığını sürdüren bir ev bornozu; taze ve dipdiri kokan kahvemi demliyorum. Geçmişe körkütük hayran bir birey olduğumdan emaye kupada zevkle yudumluyorum kahvemi. Seneleri beraber devirdiğimiz kocamın bin yıllık diye nitelendirdiği pijama ve tişörtümle oturduğum yerden ahkam kesiyorum insanlığa...


Yanılgıya düşüyor kimileri... Sistem eleştirisi, karakter analizi, kişilik bozukluklarına değindiğim için kendimi kusursuz gördüğümü düşünenler oluyor. En çok da bu anlaşılmayış deprem etkisi yaratıyor zihnimde. Çirkinliğimi dizginlemeye çalışırken ben, narsist olarak algılandığımı görmek kahrediyor beni... İçimdeki kirden arınmaya çalışan sıradan bir insanım. Çevremi güzelleştirdikçe pislikten sıyrıldığımı hissediyorum. Etrafımdaki insanlara bu yönde önerilerde bulunuyorum. Birbirimizi iyileştirebiliriz... En nihayetinde hepimiz insanız, bozuk ruhlarımız. Küçük ayrıntıları kaçırmamızla ün salmışız evrende. Hayvanları evcilleştirmeden önce kendimizi ehlileştirmemiz gerekiyor bugünlerde...