"Ben 1800'lerden kalma yazmışım onlarsa 2000'lerin başlarındalar. Ben 200 yıllık yükle yazıyorum onlarsa dünün yükünü çekiyor. Çağdaş olamamak budur. İnsan takılınca bir yerde oradan bir adım dahi zulüm, yasak ,bir cefa, çekilmesi gereken bedel.

yazmışım

ifade etmez ya

başka bir şey.

etseydi diye yazar

oysa

ama

ne etmiş ki

onu görebiliriz hiç görmediğimiz dünyada.


Falan filan yazıları olursa diye ekliyorum ama ne kelime şayet sıfırlansa bedenim isen dahi küle dönüşüp yeniden doğar bedenimde. Efsanevi saray yıkılsa bile her insan mezarlığı aynı sesle yankılanıyor. Acı ve diğerleri..


Uykusuzluk ve bozuk yazılarım astigmat olmayan astigmat huzur sandıkları oy biriktiriyor. Takılmış kağıtlar ve yeni bir defter aldım. Yazarım diye...geçmeyeceğinden eminim inanışlarıma. Keşke ya da halihazırda her kelime kendi yerine geçer. Başkasının kelimesinin yerine oturmaz. İnecek var olay yerinden."


Bunlar sadece otururken düşündüğüm şeyler... ayakta olsam farklı olurdu yazamazdım. Oturunca da vasiyet yazıyor insan. bırakıyor gelecek nesillere öğütler. Aşamıyor ki ölümü hala devam ediyor yaşam. Anlatsalar da anlamaz vasiyet bırakmayın artık geleceğe. Ekleyeceğim bir şey yok. Umarım güzel olmuştur yazım.


- "maziden bahsetmesi dışında hata yok" dedi editör

dışarıya baktım ve

"yağmur yağıyor sadece bu kadar olsa "dedim nokta. Farz etsem ki bu yazı hiç kurgusal değil. O zaman bu kadar basit yorumlar yapabilir miyiz?

biz ki insanlar şu anı zor yakalamaya çalışırız. Biz ileriye gitsek bile her sözümüz bizden saniyeler önce ayrılıyor. Maziden nasıl bahsedemeyiz? Yağmur yağsa sadece ayakta düşündüğüm şeylerde.... yazamazdım bu yüzden söyledim içimden.