Etraf sinilmeyecek derecede açık seçik, yavru kurtlarla kaplı,
Tedirginlik, had safhaya uğramış, arazi tuzaklarla dolu,
Dikilen sivri kulaklar, odaklanmış ormanın bembeyaz yağışına,
Ufuklarda kuzey ışıklarının izleri, "Gel!" diyor doğumuna.
Düzmece bir ruh, haşince dolaşıyor, çeliyor kızıl yollarından,
Tozlu, akça yaşlanmış leş toprağa fire veriyor böbreklerinden,
Yavrular, masumca son bakışlarını atarak, ediyorlar veda,
Kovuk ağaçların içinden, sema incileri damlıyor tek umuda.
İnsanlar karşısında alaca kürkleri çekiliyor kalın derilerine,
Soluklanması kesilmeden hırlıyor bilinmez derinliklerine,
Hançer kadar keskin dişlerini kapanları kemirmekle kullanıyor,
Suratı alevler içinde, kahramanlığın bedellerinde viyaklıyor.
Sürünmeye devam et yalnız kurt, insanlığın pis ellerindesin,
Yitirdiğin ailen şimdi bir çöp, sızlanarak kanlı aya uğuldarsın,
Çağdaş, sürüyle gezinen acemi kurtlarda dönmez çöllere,
Ufalırsın, hiç kimse de dur demez, göçersin habersiz enginlere.