Günaydın.

Rapunzel de uyandı mı? Yoksa hala o sersem prensin bir yol bulup gelmesini mi bekliyor?

Saçını uzatıp adamın işini kolaylaştırışına bakınca onun da benim gibi sonsuz beklentiden bıktığını ve adeta kurtarıcıya koştuğunu görebiliriz. Tuhaf, adı "Kurtarıcı" ama herhangi bir şeyden kurtardığı yok. Rapunzelin, kendi yolunun içinden geçtiğini sandığı bir tünel sadece. Aslında tüm olay bizim kızda. Aslında prensi beklemese de kurtulurmuş belki, kendi başına becerirmiş belki. Ama o zaman masal olmaz. Ne anlamı var kendi başına bir yol bulup kurtulmanın. Nereye gidecek kurtulup? Masalları çok sığ anlatıyorlar. Sanki prensi bulunca bütün hayat güzelleşiyor gibi. Prens de bok çıkabilir, biliyorsunuz değil mi? Mutsuz mutsuz uyuduğu günleri özletebilir bile. Asıl masal oradan sonra başlamalıydı işte. Asıl o zaman ne yapıldığı anlatılmalıydı. Bulamıyoruz işte böyle olunca yolumuzu.

Ben kaygılarımla var olamıyorum. Bir olamıyorum. Kaygılarım akıyor tüm deliklerimden. Tutamıyorum. Neden hiçbir şey kolay değil. Ben çok yorgunum. Anlamıyorum. Belirsizlik sevmiyorum. Kurtarıcı istiyorum ama ona da güvenmiyorum. Kimseye güvenemiyorum. Ne istediğinizi anlamıyorum. Ne istediğimi anlamıyorum. Sımsıkı bir sarılmak istiyorum. Hayır kendime değil. Kendime değil işte, yeter, anladın mı! Bağ kurmak istiyorum. Ölemediğim bu dünyada adam akıllı bir yer istiyorum. Gittikçe battığım bu balçıktan çıkmak istiyorum. Tutunmak istiyorum. Ben bi anlam arıyorum.