Ordular ağır ağır ilerlemekte,

Alaca bir karanlık içinde,

Gecenin sessiz yüzüne,

Binlerce tetikte parmak

Hazır ve nazır can alıp

Can vermeye

Birdenbire bir mahşer patlar

Ayın karanlık yüzüne

Yırtık potin, delik çarık

Sarp yamaçlardan

Toprağın düzüne

Adım adım ilerlerken

Kesildi kulaklar

Bir cift mavi gözün sözüne

anamız, avradımız, yârimiz

Sırtında taşımakta geleceğin

Güneşli günlerini


Birer birer toprağa düşen

Alkanlar birazdan akmaya

Başlayacak

Bir vatan uğruna

Otuz beşlik şarapnel parçaları

Dağıtır düşmanı birazdan

Korkusuz, cesur serden geçmiş

Ordular adım adım yürümekte

Bir hilal uğruna


Ay fotoğraf makinesi gibi şahit

Gün şafağa teslim olmadan

Binlerce ölümü beklemekte şehit

Kurtuluşa ermeden daha yaşamak

Sade yaşamak ayıp, günah belkide


Ahmet, bizim Ahmet

Üstü başı yırtık bir Ahmet

Dilinde bir türkü tutturmuş

Memleket, memleket

Bir ana bir yar koymuş ardına

Düşmüş yollara salını salını

He desen oracakta verecek canını

Hiç derdi tasası yok gönlünde

Ama bilir dünyanın sonunu



Binlerce zeytin dalı,

savaşa ve barışa

Özgürlüğün kanatlarını çırpmış

Kocatepe'de

Mavi gözlü adam

bir cigara daha yakar

Düşünceler içinde

Ölümün âciz kaldığı

Birazdan anlaşılır


Otuz ağustos bir denize uzanır

Bir çift göz,

yüzünde hafif gülümse ile

Şu sözünü hatırlar

''Geldikleri gibi giderler''

Şimdi yaşama sırası sende,

Biz can verdik, sonrası sende