Bağlanmak.

Dizginlemek en hırçın duyguları,

Koşmakta hunharca

Yenilmek bir deli rüzgara.

Bacağında yangılarla uyanmak her sabah,

Daha iyiye gideceğini düşündükçe

Daha beter olmak.


Bilmiyorum.

Daha ne kadar mükemmel olunabilir?

Sanki doğan Güneş senle

Guguk kuşları senle

Paradigmalarımın her biri senle.

Bağlanmak.

Bir sensey kalbimde

Vur diyor "pata küte".

Vur. Acıma.

Kim acıdı ki sana,

Nereden öğrendin bu duyguyu,

Kaç yaşına geldi çocuk?

Çocuk da denmez artık adına.

Tak bandananı

Kuşan minçikaları

Vur.


Bilmiyorum.

Kırmızı minder göğsümde mi?

Sanki bir puan sana

Bir puan daha

Ve bir puan daha.

Bağlanmak.

Güçlenmekte kemikleri

Yıkılmak başıboş bir kuşaklı hergeleye.

Zincirlere vurmak diz kapaklarını

Kırmamak için önünde

Yine de düğmesiz kumiteyi iliklemek hüzünle.


Bilmiyorum.

Göz kapaklarım ne zaman vazgeçer,

Her kapandığında resmini çizmekten,

Ne zaman vazgeçer acı çektirmekten?

Senin görmediğin

İçi yeşil dışı kanlı göz kapaklarım.

Bağlanmak.

Hissizleşmekte manevra atan bilekleri

Taşlaşmak yeşili iz bırakan zarif ellere.

Yaşamaya çalışmak ölümle dostiken,

Salıncak yapmak böğürtlen kokan çiçekli ipten.

7. günde vazgeçmek

Dünya kurulana dek hayali süren

6. günün sonunda elde edilen hediyeden.


Bilmiyorum.

Nereye sürükleniyor ayaklarım,

Kimin bu sayıkladığım isim,

Neye inanmaktayım seninle tanıştığımdan beri?

Bağlanmak.

Kahretmek karanfil dolu sokaklardan her geçişinde,

Kahve telvelerinde karşılaşmak seninle,

Yanmakta kanayan dudakları

Öpmek için yok saymak acıyı

Öpmek için silüetinin dahi her bir karışını.

Başa çıkmaya çalışmak

Ruhunun ispiyonlarıyla.

Ve iftiralara karışmakta gelen her yeni günde.

Dinecek korkularım, yok olacak minçikalarım

Kurumuş nefeslerimiz bir kez olsun yan yana gelirse.

Bu huysuz kargaşalar sana meftun.

Ve bağlanmak.

Ancak sende böyle güzel...