bir hasta bulut akıttı acısını
yoruldu yoruldu ama durmadı
döndü önce buz kestirdi alnımızı
sonra saf sabahı yağdı sağanak
bir ağaç okşadı başımı yalnız
dedi kaç yarandan başka mezarlara
sarıldı yarıldı içi gösterdi bana
yeşil ve pembe limanlardan dünya
bir çiçek yanarak güldü göğsümüzde
çağırdı eski masallarımızı dalga geçti
dedi saçtım kızıl yapraklarımı rüyalarınıza
götürdü bizi acı sarhoşluklara
bir gece sayıklıyor ateşle adını
umutla deliyor ayların ciğerini
sert bir düğüm atıyor nefesine
kırk tane yıldız koyuyor ellerine
bir melek izliyor hepimizin gözlerinden
kanatları korkumuzdan nefesi aşkımızdan
ışık ışık kopacak bizden karşılaşınca
bir gölge bırakacak bizi hep sıcak tutan