Kuşça bilir misiniz?
Ben bilirim.
Kuşlar ki bana yaşamı anlatır.
Ürkek ve mahzun bakışlarıyla bir güvercin,
yeryüzünün lanetini yüzüme haykırır.
Kuşları gökyüzüne hapsedenler,
özgürlüğü çağrıştırdığını söyleyenlerdir.
Bir kartal,
pençeleriyle zirveye çıkardıklarını,
uçurumlardan nasıl attığını anlatır.
Leş yiyen bir akbaba,
kartaldan kalanları,
kemiklerine kadar yediğini anlatır.
Ve aşk,
aşkı anlatır yaralı bir bülbül.
Sardım bülbülün yarasını
İşittim ah-ü zarı
Güle diş biledim
Sevdayı gönlüme eş biledim
Ey sesleriyle gönlümü serzenişe süren kuşlar!
Ey Süleyman'a elçilik eden hüdhüd!
Bana yol gösterin
Nerededir kaf dağında yaşayan
Kendi varlık ateşiyle yok olan
Yok oluşuyla kendini var eden
Daha kaç,
kaç vadi geçmem gerek
simurga varmam için?
Nicedir ak güvercinler yok semada
Yer ile ğöğün savaşında
Ak güvercin oldum,
Havalandım ve uçtum.
Uçtum maviliklere,
uçtum güneşe doğru.
Ne kadar yaklaştıysam
o denli yandı kanatlarım.
Yanmış kanatlarımla konduğum dalda,
sapanla vuruldum.
Kuşları öldürdüler,
kimse uçuşu hatırlamadı.
Muhammed Dalpalta
2020-05-11T22:55:18+03:00Yayınlamakla yanlış yapmadiniz. Şiir eleştirileri nadiren teknik ile ilgilidir. Yapılan eleştiri şiirin değerini azaltmaz.
Halil DİNÇARSLAN
2020-05-11T22:26:35+03:00Güzel yorumlarınız ve eleştirileriniz için çok teşekkür ederim. Evet ben de şiirde bir kopukluk hissediyorum ve geçişlerin tam olmadığını düşünüyorum. Arkadaşım yayınlamamı ısrar ettiği için yayınladım. Sanırım yanlış yaptım.
Cem Ali Büyükaşık
2020-05-11T20:00:52+03:00Dili kullanımınız çok güzel, emeğinize sağlık. Şiiri de çok beğendim gerçekten. Ama ben de ufak bir tutarsızlık gördüm; iki farklı şiirin birleşimi gibi hissettiriyor.
Muhammed Dalpalta
2020-05-11T19:41:20+03:00Şiiriniz iki farklı şiirin birleşimi gibi olmuş. Ahengi daha tutarlı olsaydı çok daha iyi olurdu. Yine de güzel bir şiir. Elinize sağlık.