içim boş sınıflar kadar sessiz. ayak seslerimden rahatsız oluyorum artık. sandalyelerin gıcırtısı midemi bulandırıyor. bazı dükkanların aynalarından yansımama rastlıyorum. duruşumu düzeltiyorum. yaşamaya dair, hayat bazen durup kendi başını okşamaktır demişti biri. öyle uyanıyorum kabuslarla. duvarları okşayarak telaşlı. ışığı açıyorum sonunda. kabusa uyanmanın rahatlığı ve gördüğüm her şeyin dehşetiyle bilinçsizce dua ediyorum. eriyorum ve kaybediyorum yankılı çocuk kahkahamı zamanla. bir an oluyor ki duruyorum. hayat, yaşamaya dair, yaşamaya değer bir yer oluveriyor. kalabalık bir caddede yürürken son anda omuzumu çekiyorum çarpışacağım herkesten. bazen görünmez olduğumu kabullenip çürütüyorum omuzlarımı. hangi ağacın rahminden çıktım bir daha oraya dönmemek üzere bilmiyorum. bu dünyaya bir filiz gibi tek başıma yeşermişim meğer.