İbrahim'in elinde İsmail'in boynunu öpen bıçak gibi sevgili, bir kurban edilişin hikâyesi bu sana olan tutkum. Aşkın bir bıçak misali önünde eğilmiş boynuma, yaratılışın en kutsal öpücüğünü kondurur. Ben ise kutlarım her kasımda ruhumu aşkına feda edişimi. Bak! Kadehlere doldu şaraplar. Bir yudum almak kaldı geriye. Sağır eder mi kulaklarımı arkamdan savrulan küfürlere? Keser mi sözlerini akılsız bilgelerin, ukala kahkahalarım? Öyle cümleler duydum ki sevgili, intiharlar kabarır göğsümde. Söylesene, cehennem vicdan azabından daha mı yakıcı? Bak sevgili, ellisindeki sarhoşların yirmilik ruhlarına... Yirmili bedenlerin içinde kırka sırtını dayamış ruhlarımız. Öyle ki kopmuş sanki kıyamet ve bizi cehenneme atmışlar, seni dünya yakar durur, beni sen...