Benim adım Yusuf değildi,
dünyadaki güzelliğin üçte biri ne anneme verildi ne bana
kardeşlerim kıskanıp beni bir kuyuya atmadı,
babam hasretimden gözlerine ak düşürmedi.
Benim adım Yusuf değildi
kimse güzelliğimden ellerini kesmedi
kimse benim için günaha meyilli olmadı
Züleyha, ah o güzeller güzeli Züleyha
benim için put kırmadı
Mısır'ın başına kral olmadım
sadece Yusufların kuyusu olmazmış
insan insanın kuyusuymuş Yusuf
hem de böyle kara gözlü kara kaşlı bir çocuk
kim ki o sanki?
çocuğun biri işte...
Değil ama Yusuf
insandan kuyu mu olurmuş?
olurmuş Yusuf!
Yaşım yirmi bir,
ağzımdaki süt dişi düşmedi
ama ben kuyuya düştüm.
Taştan kuyuya düşmek kolaydır Yusuf,
taşta pişmek kolaydır.
Sen hiç etten kemikten kuyuya düştün mü?
Sen hiç insanda piştin mi?
Bir insanda demlendin mi?
Bana kuyuyu anlatma Yusuf
senin iki gün kaldığın kuyuda
ben iki ay piştim.
Taşın dili mi var?
benim kuyumun dili vardı,
benim kuyumda dili olan taşlar vardı
taş kadar ağırdı.
Kabullenmek zordu Yusuf
senin gibi ben de çıkmak istedim o kuyudan
az dua etmedim Allah'a
çıkmak için yalvardığımı sanırken
kalmak için dua ediyormuşum aslında.
Kuyular böyledir Yusuf bilirsin,
su için dibe inmen gerekir
dibi gördük
suyum ondaymış.
Benim adım Yusuf değildi ama kuyum oymuş.
Benim adım Yusuf değil ama kuyum sensin...