Yürüyordum,

Tüm sokakları, ağır ağır.

Aklı başında, bilinçli.

Bir tek sana çıkan yollarda,

Aklımla birlikte bedenim de uçuyordu.

Sana gelişim hep ışık hızındaydı.

Diğer evlere kapıdan girerken,

Senin evine balkondan atlıyordum.

Farklıydı.


Her gelişim;

Bedenimde ladenlerin oluşumuna sebepti.

Eksiktim.

Ve tamamlanmak için değil,

Bunu fark etmek içindi tüm gelişlerim.

Eksiktim.

Tüm bekleyişim bundandı.


Aşındırdığımız sokakların,

Gelgit mesafesi kadar.

Yani alabildiğine fakirdik.

Tamamlanamamanın beceriksizliğini paylaşıyorduk.


Ne tuhaf, mutluyduk.

İyileşmenin çözümü birbirimizdik.

Belki bir ilaç,

Belki tanıdık bir koku,

Belki de sadece dokunmak.


Tamamlanamamakla birlikte,

Tanımlayamıyorduk da.

Dedim ya,

Farklıydı.


İmdb'si düşük filmleri seyretme çabamızın,

Ne olduğunu düşündün mü hiç?

Ruhani halimizi kabullenmek için,

Kendimizi ikna etmeye çalışmaktan başka bir şey değildi.

Kötüydük.

Belki biraz da bozuk.


Kırmamız gereken üzerimizdeki kabuktu.

Ama biz;

Eşyaları, hayvanları, insanları kırıp döktük.

En çok da kendimizi.


Vardı evet,

Çözülmesi gereken bir şeyler vardı.

Üzerine hararetli sohbetler etmemiz gereken,

Rakı içmemiz,

Sabahları kahvaltıdan önce sevişmemiz.

Kavga etmemiz,

Sonra birden sarılmamız gereken durumlar vardı.

Eylemsizlikten ne görebiliyor,

Ne dokunabiliyorduk.


Sihirli bir elin,

Bizi yeni yıkanmış bir çamaşır gibi,

Silkelemesi gerekiyordu.

Germesi, germesi, germesi.

Dümdüz oluncaya dek germesi.

Bir gün kuruyacağız elbet,

Güneş kurutacak bizi,

Üzerimizde temiz bir koku kalırsa ne ala.


Kupsa - 2018